_ Geçmişin yara izlerinden ölümü yazdım
panik içindeyim
sürekli kendimi zindanlarda hayal ediyorum.
Bir yolun ağzında ayrıldım ondan - on beş yıl kadar oldu sanırım -
saymadım kaç sırt yarası kaldı
_ bende gün bitti
bırak saçlarını dolamayı artık parmaklarına
akşamın yaslı karanlığında ver elini
kayan yıldızlara dilekler tutalım
_dün gece sabaha dek
kendi sisini yaratan kör lambalarla
karabasanları ışıtan alacakaranlık
baş başa yürüdüler
ak geldiler kara döndüler
_ sürekli güneşe bakar gibiydim
gözlerimde kızıla çalan pul pul siyah bir lekenin uçtuğunu görürdüm
güzelliğinle beslenirdi günlerim
Bir dur düşün
birden üçe kadar say da
bir sus;
halbuki yeşile
çocuğa
_ gün doğar doğmaz
güneşin kavurduğu dünyaya açılan pencereden
seyredeceğim solduğunu günışığının
yola çıkacağım
_ Günbatımında
kör gelgitlerle aşk çöker birden kızıllıklara
karanlığı bitmeyen bu aydınlıkta gözlerim alınır elimden
_ ruhun özler yüceleri
sevdiğin sürece başka bir dünyadasın
sadece bir düşlemedir artık sanki yaşam
kozmik bir sonsuzluktayım şimdi
_ evimin penceresinden
aşk ayaklar dibinde görünür
ve o çay bahçelerinde
Üzerinde kocaman bir güneşin dolanıp durduğu bembeyaz bir ırmak akar, uyuklayarak türküsünü mırıldanan.
Uzak uzak ellerden yükselterek kaldırımların sesini
öbek öbek geldiler
nede olsa çok sular aktı bu köprülerin altından
ve orası hiç bir zaman burası olmasa da



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!