_ Yalnızlık
bir yağmura benziyordu
itiraflar sökmek isteyen
korku
_ iç geçirmeleri
yüz buruşturmalarım
ayın pırıltıları gibi kayalara vuruyor solgun ve eflatun gecede
uykusuz şafaktan önce toplanan yıldızları sayarak
kuşkuna başkaldırdım
_ Tedirginliğim kırık
yarı uyuyan koca kalbimde
kara bulut altında belirsiz bir tedirginlik bu
bu yüzden uzak kıyılar ufukta kabıma sığamıyor
Duruyorum bir başına gece karanlığı bakışlarla
hayallerimi karanlık yollarda sahte kahramanlar kaplamış
hele bir geçeyim diyorum
karanlık çöken orman izin vermiyor
kararlıyım yine de geri çekilmemeye .
Alevler saçan ocağından bir ateş alıp da geldim
ve sonsuzluktan sık sık geçer giderdim
zamanın sınırlarını aşarak akşam kızıllığında
_ Ah kader
dost bildiklerimle akarken yaşamın dingin sularında
çılgın denizi gördüm birden düşerken çavlanda
ruhum daldı siyah ve soğuk dalgalara.
_ Ceviz ağacının köşesinden doğan gün
bir dosttan ayrılış günüdür bu gün
tan vakti hiç kıvanma, yeryüzü uzarken altında sessiz ve dingin; bir yürek çarpıntısı kadar sürdü bronz ışıklar ve bulutlarla dövüşün.
_ Küçücük bir çarpıntıyla
_ ıssızlığı dinle
koyakta zeytin dalındaki yelden
yamaçta yankıdan dinle
toprağı anarak yitenlerin ıssızlığını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!