_ bu ne beyza bakışlar
küskün merhaba
kırk ikindi yağmurları sonrasında aysar hallerde
sönen ay ışıklarında
rüzgârlara kapılıp bir yağmur mevsimi kadar önce
Gece soğuktu
kar havasıyla titreşen yıldızlarla
masmavi rüzgâr ve ışıklar yanıyordu gözbebeklerin gibi masum
hep eskisi gibi cama düşen sevda mıydı yoksa bu buğulu hüzünde
belki de bu koyu gecede yeniden doğarız ölümlerle.
_ öylesine
yükten yağrılanmış ayaklarla uzanırken serkeş
yıldızlarla gece yarısı bana bir selam göndersen tahta sedirden
akşam yemeğinde duadan sonra
_ Bu kez giderken gönül
bir bekle
bir dön bak
bir daha dene
bak sevdam, sadaktan bir ok çekercesine fırlattığın o beyza bakışların kazındı yüreğime.
Üşüdüm, kanatlarının rüzgârında çıplak ayaklarımla yağmurlarda yürürken; sen üşürmüsün diye düşünmelerimle.
_ unutuluyor
sen hep hiç korkma diyordun
Alıp başını giderken hayat
direnmek boştur bu akışa.
Bende öylesine yürüdüm
uydum kök veren yaşanmışlıklara
_d'emir' aldınız
bile bilmeye
kimbilir hangi limandan
kopuz sesini
_ Ağustos güneşinde uzayan selvinin gölgesi
sabaha kadar falezlere ağladı
yine de dallarını geri vermedi
_ gök rengi
çıldırmış bakışlarını yerleştirmiş sese bürünmüş ruhuna
_ bostorgay
sıçradı birden bayıra
_ Gün ışığı mıydı bu üzerimdeki
yoksa bir türkü müydü rüzgârda
neden o zaman yansıttı ışığı üzerime bu egemen nefret.
_ Nihayette sürüklendi adımlarım takırtılı kaldırımlardan boşluğa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!