Kızgınım
kıyıya varamayan açıktaki köpüren dalgalara
gelip geçen yağmayan bulutlar ve yolda kaybolan derelere
zamansız vedalara
_ göz alıcı
inişli çıkışlı yangınlar var şimdi
kuytularda ağlamaklı iki göz gibi oldu güneş ve ay
günbatımının ölümünde
_ bilmiyorum
körelmiş yüreğimin bildiği yabancılaşmak
ve dünyamız kopmuş gibi kara gök kubbesinde
hala seviyor musun
Işıklar denizden aksedince
puslu uyku dar patikaya düştü parıldayarak kıyıdan
yükselirken güneş dalgalardan küpeşteye
suskun ve karanlık gece artık buraları terk ediyordu.
_ seviyorum suskunluğu
güne düşen çiy gibi kirpiklerin gölgelendiğinde
aslında o an yer ayaklarımın altında kayar
ve uyuyasım gelir müjgânla kömür karası gözlerinin üstünde
- oo -
_işte her şey yazının keyfinde
mutlaka o aslanı elleriyle boğmuştu belkıs için süleyman
zaten davud'un sapanına yenildi golyad
_ Sadece şu an
dün yok artık
yarında zaten hiç olmadı
zamanı unutup
_ sessiz ve ıssız etraf
dün yok artık yarında hiç olmadı etraf nura boyandığında
hayatı için adanmak özlem çekerek
bütün insanlığın acısıyla yalnızken denizdeki ışıklara daldım
ay battı batacak sulara
_ ceviz ağacının köşesinden doğan yeni gün
söğüt dalından bızbıldık yap bana
öttüreyim neşeyle koşarken papatya tarlalarına
güneş geçmesin diye başıma da eğrelti otundan kocaman bir şapka
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!