Ne beladır kemiksiz dil
Döner de döner
Pişmeden bil!
Kıvama gelince
Bıçak gibi iner
İnsanın gönlüne
Gölgelerde soluyor
Yeşile çalan gözlerin
Ne doğan günün rengi var artık
Ne hükmü kaldı
Aşk için söylenen sözlerin
Kahrın pençesinde
Gidişin acıtmadı beni desem de yalan,
Kahpe zamanlara böldüm sensizliği
Bir ince sızı gibi yerleşmişken sol yanıma, aman!
Öyle kolay mı senden ayrılmam?
Ben seni örtü bildim
Diz boyu aşka dalarken
Er gibi sarılırken sana
Seni sahipsiz yüreğime yar bildim
Yoksun canıma can bildim
Küllenmiş gözlerimi sende açarken
Her şeyi sende bıraktım, kuytu karanlığında gecenin
Sen koyu gölgeler içinde karanlık yüzünle
Yalanlarınla ihanetinle kaybettin bende kendini
İki ucu keskin bıçakmış sevdan
Ne gelmek oluyor sana
Ne dönmek yoldan
Eğer Hak-a varsa inancın
Seni bana, beni sana
Boş gözlerle bakan
Yüreği hadım edilmiş
İnsanlar arasında
Cengaver yüreğim
Direniyor…
Kuru kalabalıklar ortasında
Umutsuzluğuma bulaştırdım,
Masmavi enginlerde parlattığın
Umutlarını,,,
Kördüğüm olmuş yarınlarımı
Çözmeye gücüm yetmedi sevdiğim
Uzun yıllar, uzun yollar ötesinden
Dayan yüreğim
Üşümek sadece bir mevsimde gizli
Oda bitmek üzere
Yalan dünyada sonu gelmez ne var ki…
Sonrası ikimize de bahar, dayan
Güçten yüce güç var
Yoksan, zaman bir kısır döngüden ibaret,
Senin gittiğin anda durdu sol yanımdaki saat,
Tutuşturuyor ruhumu içime gömdüğüm hasret,
Ey yar! Bu fakir canım yalnız senden ibaret...
Yoksan, zaman kayıp dipsiz bir kuyu say ki
Bir başkadır benim kankam