Biliyorum, onun ile şimdiye kadar çok mutlu zamanlarınız geçti. Hiç bir zaman size itiraz etmedi. Çağırdığınız zaman hemen yanınıza gelirdi, aydınlıktı içi... Sizi içine aldı mı mutlu olurdunuz. Ama artık kendinizi de düşünmek zorundasınız. Hep onun ile birlikte olarak mutlu olmazsınız. Daha başka seçenekleri de denemeniz, zorlamanız lazım... Bunu yaptığınız zaman inanın hem daha sağlıklı olacaksınız hem de daha mutlu bir ömre adım atacaksınız... Nasıl aldattım onu, diye de düşünmeyin sakın. Nasıl olsa onun ile de başka başka kişiler her saatte bir araya gelecek, kaçınılmazdır bu...
Bırakın artık, şu çok katlı apartmanlarda oturanlar asansöre binmeyi, boşayın gitsin şu asansörü. Çok kolay ''Asansör boş ol.'' deyin yeter. Ondan sonrada kaçıncı katta oturuyorsanız oturun; ister yirminci kat, isterse beşinci kat, tabana kuvvet, hadi çıkmaya başlayın bakalım birer birer merdivenleri de ense tıraşınızı görelim... Hem merak etmeyin, sizin gibi asansörü boşayıp da merdivenden inip çıkan başka komşularınızda vardır illa ki... Onlar ile de sohbet edersiniz bol bol inip çıkarken merdivenleri değil mi? Ne güzel olur hem de?
Dolu dolu bir hayat yaşamıyorsanız ya da yaşamadıysanız hayatınızda bir takım boşluklar var demektir. Ömrünüz bu boşlukları doldurmaya çalışmak ile geçecektir... Ya birileri ile doldurmaya çalışacaksınız hayatınızdaki boşlukları ya da kendi kendinize yetmeye çalışacaksınız...
Öğle namazını cemaat ile kılarken, önce 4 rekat sünnet kılınır, herkes kendi kılar. Daha sonra farza geçeceğimiz zaman, Müminler birbirine sokulur, omuz omuza gelir, boşluklar dolar. Hoca’da ikaz eder cemaati ’’Saflarımız sık ve düzgün olsun.’’ İnanlara ilahi bir ikazdır bu aynı zamanda. Boşluk olmamalı asla Müslümanlar arasında... Bunu sadece namaz olarak da algılamayın. Her durum ve her olayda kenetlenmeli idi Müslümanlar... Oysa şimdi öylemi?
Bir İslam Ülkesine emperyalistlerce saldırı olduğu zaman, Müslümanlar topyekun birlik olmalıydılar. Yavru Vatan Kıbrıs’da yurttaşlarımız şehit edilirken bir tek Libya Lideri Muammer Kaddafi ve bir de Pakistan’dan ses çıktı... Mısır Akdeniz de bizim ile değil de Yahudi Devleti İsrail ile Rumlarla işbirliği içinde... Hakeza Suudi Arabistan can düşmanımız YPG ve PKK ya para ve silah yardımı yapmakta bir beis görmüyor her ne hikmetse...
Boyacı Selami
ufacık boya sandığı ile
hayatın ucundan tutmuştur
Çiftçi Bağ Kur'undan emekli
cebi üç kuruş para görünce
ondan mutlusu yok
Bir haftadır memleket yangın yeri, onlarca yerde orman yangınları var, O.... Çocuklarının sebebiyet verdiği... Ulusal bir felaket ile karşı karşıyayız, hala daha televizyonlarda magazin programları, hala daha o kurt mu sansar mı, tilki mi olan hanımın saçma sapan televizyonlarda ki paylaşımları... Robot ile evlenmiş de miş miş, filan fişmekan...
Akşam saatlerinde yine adı Türkçe olmayan bir saçma sapan kanalda kadınlar yolda kavga etmişler, arkadaşlar haber diye bizlere bunu pompalıyorlar, adeta beynimizi iğfal ediyorlar... Yangınlar ile ilgili tek bir haber yok. Pes doğrusu pes... Nasıl bir duyarsızlıktır bu anlamak zor gerçekten...
Yarın büyük bir savaşa girsek ya Yunanistan ile ya da Suriye ile İran ile belli ki bunlar yine lay lay lom geyik muhabbeti olan haberleri salacaklar, boca edecekler üzerimize...
Kız sıkı ders çalışıyor arkadaşları ile... Bazen de apartmanın bahçesinde spor yapıyorlar... Kızlı erkekli voleybol, basketbol oynuyorlar. Ne güzel çocukların spor yapmaları. Onlar oynuyorlar ben de balkondan ya da yanlarına giderek zevkle seyrediyorum. Biraz da gururlanıyorum...
Tabi çocuklar bayağı terliyorlar. Terleyince de su içiyorlar. Haliyle su içince de tuvalete sıkışıyorlar. Sıkışınca da dışarıdan gelen çocukların bazıları bizim eve tuvalet kullanmaya geliyorlar... Canları sağ olsun, hepsi de benim evlatlarım, çocuğumun arkadaşları, pırıl pırıl çocuklar. Bir çoğu yüksek öğrenimde ...
Dur ulan dedim şunlara bir ufak espri yapayım tuvalete geldiklerinde. Aldım bir A-4 kağıdını, üstüne gazlı kalem ile küçük elli kuruş, büyük bir lira yazdım. Bant ile yapıştırdım görecekleri bir yere. Sonra aklıma dahiyane bir fikir daha geldi... Eski kağıdı yırttım yeniden bir A-4 aldım ''Küçük elli kuruş büyük bir lira, ikisi birden olursa tenzilatlı yetmiş beş kuruş. Kolonya, sabun ve peçete ikramımızdır.'' yazıverdim... Bekledim bebelerin tuvalete gelmesini...
’’Dubai merkezli Jetex özel havacılık şirketi müşterilerine Ramazan ayı boyunca gökyüzünde iftar hizmeti sunacağını açıkladı. Havacılık şirketi, iki kişilik iftar menüsünün fiyatının 18 bin dolar (146 bin TL) olduğunu açıklandı. Şirket, Ramazan ayı boyunca elde edilecek gelirin BAE merkezli küresel bir hayırsever organizasyonu olan Dubai Cares’a bağışlanacağını kaydetti.’’ BASINDAN
Bizler Müslümanlar olarak, her zaman rızkın gerçek sahibi Allah’tan geldiğine iman etmiş insanlarız. Ayet ile de sabit olan bir de ’’Müminler kardeştir.’’ düsturumuz vardır... Bu gün dünyanın bir çok yerinde özellikle de Afrika Kıtasında ki bir çok ülkede Müslüman olsun veya olmasın, açlık ve susuzluk, garibanlık, fakirlik hüküm sürmektedir...
Önderimiz, Kainatın Efendisi Hazreti Muhammed sav. ’’Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’’ demiştir... Hele de şu günlerde, bir kaç gün sonra gireceğimiz mübarek Ramazan Ayında insanlar açlık ve yoksullukla boğuşurken, böyle şaşalı, gösterişli davranışlardan kaçınmak lazım diye de düşünmeden edemiyor insan...
Beceremiyoruz bir türlü bu protesto olaylarını... AB Ülkesi Hollanda ile seçim zamanı aramızda yaşanan gerginlik için, arkadaşlar gidip portakal bıçaklıyorlar... Güler misiniz ağlar mısınız halimize? ABD'yi yani Sam Amcayı protesto için dolarları kesiyorlar makasla ya da bıçakla... Bir de bu var yeni duydum bunu da ''Berberler Amerikan Tıraşı yapmıyorlarmış.'' Rusları protesto için de Rus Salatası yemeyelim, hadi bakalım... Amerikan Malı cep telefonlarını çekiç ile parçalamaya kalkanlar... Ya arkadaşım bu kadar salak mısınız, anlamak zor. Zaten parasını vermişsin bir şekilde, dünya kadar hem de, kime bu afran tafran? Seyreden Sam Amca çocukları da gülüyordur kahkahalar ile size diyeyim...
Protesto böyle olmaz. Telefonu kırıp, dışarı çıktığında da elinde Amerikan Sigarası ile hava atamazsın. Ancaak, güçlün bir ekonomin varsa, sana karşı bayrak açan ülkeler ile göze göz dişe diş mücadele dersin... O da büyük ölçü de üretim ile yerli ve milli sanayi ile olacaktır... Bunun her zaman bilincinde olmamız lazım...
Yeni başlayan bir dizi televizyonumuzda... Bir çoğunuzda seyrettiniz belki ilk bölümünü... İki Üç tane değişik erkek ve bir o kadar da kadın tipi... Birbirleri ile olan gönül ilişkileri aktarılmaya çalışılıyor dizide... İsim olarak da tam on ikiden vurmuşlar seyirciyi diyebilirim... Koca Koca Yalanlar... Birbirlerini aldatan ve aldatmalarını kamufle etmek için birbirlerine söylenen sürekli yalanlar...
Bu tip diziler, tamam gülersiniz de içinde komedi unsuru da vardır illa ki yalnız bize ne katıyor, bizden ne götürüyor ona bakmalı... Seyirciyi ekrana çekmek, bu kadar dizi arasında gerçekten zordur... Ancaaak erkeklerin hovardalık diye tabir ettiği ve aslında, insanların gönül ilişkilerinde birbirini aldatması üzerine kurgulanmış bir dizi, seyredenlerinde aklında soru işaretleri ile birlikte, olumsuz düşüncelerin oluşmasına zemin hazırlayacaktır...
Burada yapılmak istenen resmen, amiyane tabir ile ''Eşeğin aklına karpuz kabuğunu sokmaya çalışmak.'' Ayrıca Rabbımız Allah cc.'de şöyle buyuruyor bir ayeti kerimede '''Kim güzel bir şefâatle şefâatte bulunursa (faydalı bir işe aracı olursa), ona bundan bir nasib vardır. Kim de kötü bir himâye ile şefâatte bulunursa, ona da bundan bir hisse vardır. Zîrâ Allah, her şeye gücü yeten (ve her şeyi gören)dir.' (Nisa, 85) Burada kötü bir eylemi, zinayı özendirmek vardır, ister kabul edin ister etmeyin...
En ağır uykularda
Şafaklar zafere gebe.
Beni uyandır da göreyim,
İntikamı alınan bebe...
Sabahları soğuk belki
Kafeler, kafeler de oturan insanlar hep aynı...
Aynı pahalı arabalar,
Arkasından bakan marabalar...
Aynı spor ayakkabılar,pahalı güneş gözlükleri,
Onlar için her yer memleketin düzlükleri...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!