Karaciğer isek de karaciğerliliğimizi biliriz yani değil mi ama? Ciğerimiz kara ise de kimseyi karalamayız durup dururken, bize iyi bakıldığı müddetçe. Ne öyle gece gece rakıları, biraları, şarapları yuvarlıyorsunuz hominigırtlak, yukarıdan ne gelirse, gelen de hemen beni yoruyor da yoruyor. Hem geçen gün doktora gitmedin mi sen İsmail? Demedi mi sana doktor, bundan sonra on beş günde bir o da ancak bir, bilemedin iki dubleye kadar izin veriyorum içmene diye? Sen ne yaptın? ''Çivi çiviyi söker ulan haftada bir beni kesmez haftada üçe çıkarıyorum, atın ölümü arpadan olsun.'' dedin. Dedin de iyi halt ettin...
Ağzından gırtlağından geçen her bir zararlı madde sonrasında bana geliyor. ''Benim de bir dayanma gücüm var ama değil mi? Beni çok yordun mu geçen sene ki gibi, sonrasında kapı kapı doktor arayacaksın bak İsmail.'' demedi deme... Adımızın başında kara var diye, kötü de bir organ değilim aslında. Zaman zaman arızalı taraflarım olsa da kendi kendi mi onarma yeteneğim, ayrılan parçalarımı tazeleme özelliğimde var, bilen bilir. En çok da enginarı severim ki ne kadar faydası var bana. Yanlış anlamayın Engin Ar diye biri yok bu enginar küçük harf ile bitişik yazılıyor, sebzelerin hası. Sonracıma kereviz, badem, brokoli benim en çok sevdiğim, onlarında beni sevdiği besinler sıralamasında en öndedirler... Çocukların, kereviz ve brokoli ismini duyunca yüzlerini buruşturduklarını görür gibi oluyorum. Anneler, babalar çocuklarınıza zaman zaman bu besinleri mutlaka yedirin ama rica ile ama hafif sitemler ile sonra anlarlar sizin onlara yaptığınız iyilikleri...
Ya arkadaş bu rakıyı içiyorsunuz anladık, bir duble ya da iki duble... Nasıl bir gırtlaktır ki bu bazen de susuz içiyorsunuz, o zamanda ben perişan oluyorum farkında değil misiniz, yerle bir olduğumun? Ha, yok ''Farkındayız ama biz böyle seviyoruz kafayı çabuk bulalım diye de böyle içiyoruz.'' diyorsanız benim de elimden bir şey gelmez arkadaş. Siz benimle kafa mı buluyorsunuz? O zaman, kendi kendinizi zehirlemeye devam edin derim son sürat...
Benim ellerim bunlar,
Bunlarla tuttum,
Hayat'ın savrulan eteklerinden,
Kendimi yukarı çektim.
Bunlarla yakaladım,
Kaçıp giden kelebekleri...
Benim gibi ağlar onlarda
geceyi yarar çığlıkları
Filistinli çocuklar
benim gibi ölmezler amma
bir çoklarının hiç oyuncağı olmamıştır
çikolatanın tadını bile bilmezler
Ne güzeldir sen de hayat,
Benim güzel Anadolu'm...
Topraklarında bereket,
Benim güzel Anadolu'm...
***
Orta Asyalardan geldik,
Benim üstü açık sinemalarım vardı;
Bundan yıllar önce...
Daha o zaman sokaklar çok dardı.
Henüz metro'nun temeli atılmamış,
İçtiğimiz süte bile su katılmamış,
Bazı insanlar da bu kadar satılmamıştı...
Ben aşık olmaya başladığımda
Doğan çocuklar
Şimdi,sekiz on yıllık baba oldular.
Ne de çabuk geçiyor
Seneler
Şöyle bakıyorum geriye
çocukların gördüğü rüyalara
kan doğranıyordu, geceler boyu sinsice
toprak, toprak gibi kokmuyordu
çiçek, çiçek gibi
insan gibi insan; ara ki bulasın.
Ben Piyangocu Hikmet
Umut alır umut satarım gece gündüz
Umut ekerim yüreklere beyinlere
Kerpiçten sobalı evlere
Zenginler bile uğrar arasıra yanıma
Umut Taciri diyorlar ya
''Ortadoğu Coğrafyasında Katledilen Bütün Mazlumlara.''
İnsanlar yok ediliyor
Ben tarihim bay başkan*
kimse beni alt edemedi şimdiye kadar
milletlerin yüzüne tokat gibi gerçekleri vururum
sabırlıyımdır çoğu zaman
belki baştan sakin dururum
kimse etliye sütlüye karışmaz zanneder
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!