Ahmet Zeytinci Şiirleri - Şair Ahmet Zey ...

Ahmet Zeytinci


Sayın saygıdeğer pek bir muhterem Ay Em Ef biraderler ile krizden dolayı teşriki mesailerimizi başlatıyoruz hayırlı ve de uğurlu ile birlikte bol sıfırlı ve likiditeli günler dileriz... Adı sanı belli değil işte ülkenin biri tık tık tık diyerek Ay Em Ef Biraderlerin kapısını çalar... Kapı önce açılmaz bir de zile basar, cik cik cik ve cik kuş sesleri duyulduktan sonra kapı açılır... Ay Em Ef biradeler içeride cak cak cak sakız çiğnemektedirler...

- Öhö öhö ve de öhö...

- Buyursunlar efeeeem ne istemiştiniz?

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

İkisi de yetmişli yaşların üstünde, seksenlere merdiven dayamış, hiç evlenmemiş kız kardeşlerdi. Büyük olanın adı Naciye küçük kardeşinin adı ise Binnaz'dı. Babalarının doksanlı yıllarda ölmeden evvel kendilerine miras bıraktığı üç oda bir salon kaloriferli ev de beraberce kendi hallerinde yaşayıp gidiyorlardı. Müsrif kadınlar değillerdi kesinlikle. Sigara içmezler, içki desen ağızlarına almazlar, kokusunu bile bilmezlerdi. Yıllarca devlet kademelerinde çalışıp çabalamışlar ve alınlarının teriyle de emekli olmuşlardı seneler önce. Emekli maaşlarını aldıkları zaman paralarını birleştirip beraberce hem üstlerine başlarına, hem de boğazlarına özgürce harcarlardı...



Her ne kadar evlenmemiş olsalar da en büyük zevkleri olan şehir içinde ve şehir dışında seyahat etmekten geri durmazlardı. Şimdilerde yaşları epey ilerlediği için eskisi gibi gezemeseler de, kış günü havalardan fırsatını buldukça başkentin birçok semtini üşenmeden dolaşırlardı. Birçok semti sokak sokak bilirlerdi. Bu değişik zamanlarda şehirde yaptıkları geziler ruh sağlıklarına ve beden sağlıklarına da çok iyi geliyordu. Zaten yaz olduğu zamanda ucuz yollu turları takip ediyorlar ve ara ara onlara katılıyorlardı. Kapadokya'dan Asos'a, Didim'den, Kuş Adası'na, Göreme'den Kafkasör'e kadar yurt içinde gitmedikleri köşe bucak kalmamıştı. Az daha gezecek olsalar neredeyse Evliya Çelebi'nin ve İbn-i Batuta'nın geçmişte yol aldıkları kadar yol yapacaklar, rekor kıracaklardı.

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Ay'ı görmek istemeyecek bundan sonra çocuklar.
Ne Irak'ta,ne Filistin'de,ne de Afganistan'da...
Masal anlatmayacak dedeleri,nineleri,
Uzun kış gecelerinde,yürekleri ellerinde.
Gerçekler göründü gözlerine,
Çöküverdi,incecik dal gibi dizlerine,

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

''Yalnız ay ışığında görüyorum kalbimi
Huzurunda bir mahkum gibi eğiliyorum.''

Nurullah GENÇ


Devamını Oku
Ahmet Zeytinci


Ayı tuttum dün gece, üfledim geri gitti
Aşkın dilimde hece, ömrümüz nerde bitti...

Göz kırptım ara ara, cevap geldi karşıdan.
Bulut olunca kara, ışık aldım çarşıdan...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Dudaklarını dudaklarımdan alamadığım
ayrılalı tam on sene olmuş
biliyor musun artık rüyalarıma bile girmiyorsun
arkandan bir damla gözyaşı dökmedim
hasretini çekmedim zerre kadar...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Dua mi ediyorsun beddua mi dediniz mutlaka içinizden bana... Ben reçelini ve kompostosunu çok severim, sağ olsun bizim hanımda sık sık yapar... Siz bakmayın bazı zaman hata yaptığınızda birilerinin size ''Aha şimdi ayvayı yedin.'' demesine... Teşbihte hata olmaz, geçin onu bir kalemde bol bol ayva yiyin...

Ayvanın en güzel özelliklerinden birisi kan basıncını düşürerek tansiyon riskini azaltması... Sanırım günümüzde tansiyon hastalarının sayısı hiç de azımsanacak gibi değil... Kalp ve damar sağlığına da faydası çok büyük... Sindirimi kolaylaştırması da kabızlık derdinden sıkıntısı olanlar için büyük bir nimet demek...

Mide ve bağırsaklardaki fazla toksinleri de idrar yolu ile atarak vücudun toksin biriktirmesini engeller. Haşlanmış ayvanın en önemli özelliği ise gaz problemlerine iyi gelmesidir. Ayva kabuğu veya ayva çekirdeği kaynatılıp içilirse, idrar yolu iltihaplarına iyi geldiği de bilim adamlarınca saptanmış... Grip ve soğuk algınlığına da iyi geldiği biliniyor...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Kalabalık bir cumartesi günü şehrin en işlek caddelerinden birisinde öğle saatlerinde, bir semt pazarının yakınında, vatandaşlar işlerinde güçlerinde geziniyorlardı... Aniden kalabalık arasında bir adam elinde ufak tefek şişeler ile beliriverdi...

- Gel vatandaaaaaaaaaaş geeeeeeeeeeeeeeel !!!

Vatandaşlar yavaş yavaş toplanmaya başlarlar... Adamın sesi de gitgide yükselmektedir...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Baba derlerdi
saçları uzamış üst baş pejmürde
öncesinde devlet memuruymuş
karısı boynuzlayınca
aklını kaçırmış
kimseye zararı yoktu yine de beynini yerlerdi...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Mağaza sahibi Hüsameddin Ağabey bizden de epeyce, yedi sekiz yaş büyüktür. Zamanında atölyesi için deri, kösele, yapıştırıcı gibi ayakkabı malzemeleri vermişiz. Alacaklarımız bayağı birikmiş. Epeydir da tahsilat yok. Artık üç beş günde bir kapısını aşındıracağım. Aslında kötü de adam değildir ha hakkını da yemeyelim de işte fazla açılmış bu sebep ile de biz alacaklarımızı bir türlü tahsil edemiyoruz... Hani derler ya ''Ne verir ne inkar eder.'' O cinsten bu bizim Hüsameddin Ağabey, yani bir nevi alacaklarımız esnaf deyimi ile teneşir vade...


Bir cumartesi günü selamünaleykümün de samimiyetine ve sıcaklığına güvenip dükkanından içeri daldım. Aleykümselam hemen bana doğru uçarak geldi... ''Çay içer misin Ahmet?'' çayı da severim de aslında, boş ver. ''Yok ağabey içmeyeyim sabah dükkanda çok içmiştim.'' O sırada tezgahta da bir taraftan iş yapıyor. ''Biraz çıkma yapsan ağabey şu sıralar bize, biz de sıkışığız sen piyasayı biliyorsun.'' Biraz başını, biraz mabadını kaşır. Lafı döndürür dolaştırır. ''Hallederiz Ahmet'im ne demek, hem bak ne diyeceğim sana, geçenlerde babanı, Şevket Ağabeyi rüyamda gördüm.'' Hadi ya diyecektim ki tam! ''Ağabey ne Şevketi babamın adı bir kere Cevdet.'' Tüh ki tüh! ''Tabi ya Cevdet diyecektim de dilim sürçtü işte, Cevdet Ağabeyi gördüm rüyamda.'' Allah Allah ben daha göremedim bunca senedir, babamı rüyamda bu nereden görüyormuş ya! Bozulurum vallahi şimdi babama... Yok canım neler saçmalıyorum ki ben de... Atıyor işkembe-i kübradan... Dönerim yine Hüsameddin Ağabeye... ''Ağabey rüyada sana görününce bir şey söyledi mi babam?'' Biraz öksürür, aksırır, biraz kaşınır Hüsam Ağabey... ''Önce bir zaman konuşmadı, sonra da sen iyi adamsın bizim oğlanlara borçlarını ödersin.'' Ben de dönerim hemen. ''Eee iyi işte ödesene o zaman ağabey.'' biraz daha öksürür... ''Dur evlat lafımı bitirmedim ki, ödersin de yine de benim oğlanlara söyle seni fazla sıkıştırmasınlar.'' dedi... Allah, Allah bana senelerdir görünmeyen babam, Hüsameddin Ağabeye adeta konferans vermiş, şaştım kaldım vallahi...


Devamını Oku