Bir tarafım karanlık
gözlerim yıkamıştı gecenin yüreğini
tutkularım sıyrılıp beni çoktan terk etti
saçların ellerimde
gözlerime bakıp bakıp dur
ne sakin limanlarda ne yolcular bekletti...
Bakalım tarih bu kez neler yazacak bize
Hangi Müslümanlar şehit düşecek yine
Hangi topraklara egemen olup
Hangilerini kaybedeceğiz
Sevinip coşacak mıyız
Yoksa dizlerimizi dövüp
bakarsın ruhun incelmişse de yüreğin olmuş katran karası
gözlerini ve ruhunu bırakıp da gittiğin şehir
dönerde bir gün seni ister
bir yöre türküsünün eşsiz sesinde
ortasından geçerken deli dolu bir nehir
dinlersin yüreğin titreyip gözlerin dalarak
Kredi kartını koyduk ceplere
Para var mı yok mu hiç önemi yok.
Bu gidişle düşeceğiz diplere
Alacaklı banka kapımızda çok.
Faydası var yerinde kullanırsan
Biliyorum ki bu toplumda yüz kişiden yüz beşinin kredi kartı var. (Üç kişiden dördü şair bu ülke de gibi oldu cümle - Aziz Nesin) Benim de geçmişte beş altı tane vardı, indire indire sonunda bire indirdim, ne mutlu bana. Aşağıda anlatacağım durumlarda mutlaka üç beşinizin başına gelmiştir, marketlerde ve alış veriş merkezlerinde... Ben sinir oldum bu anlatacağım durumlara, sizin de yüzde elliden fazlanız mutlaka sinir olmuş lakin ''Ya sabır'' çekip o anda yine de içine atmıştır...
Hanım efendi kasaya sessizce yaklaşır. Kasiyer bütün aldığı malzemeleri elektronik okuyucuya okutur. Hesabını söyler hanıma...
- Yüz yirmi dokuz lira seksen altı kuruş
Halen uğraşımız olan ayakkabıcılık mesleğinde bizler ve aşağı yukarı benim yaşlarımda olanlar ikinci kuşak meslektaşlar olarak anılıyoruz camiamızda. Bizim babalarımız ve büyüklerimizden halen hayatta olanlarda bu mesleğin duayenleri ve haliyle bizden daha tecrübelidirler. İkinci kuşak olan bizlerin eğitim seviyemiz ise onlara nazaran lise ve üniversite olmak üzere daha iyidir. Ama tabi ki inkârda edemeyiz onların hayat ve iş tecrübeleri de bizden kat kat fazla. Bu meslektaş amcalarımızın çoğu bizlerin ve arkadaşlarımızın da aynı zamanda müşterisi ve dostu. Halen faal olarak çalışıyor çoğusu, çalışıyor dediysem ikinci kuşak bizlerin başında duruyorlar, haklarını yemeyelim her ne kadar işleri ikinci kuşak bizler götürsek de onların bizlere himayeleri ve gölgeleri bile yeter. Ama gel gör ki elektronik aletler ile de araları hiç hoş değil, abartmıyorum, bunu anlatınca siz de hak vereceksiniz bana...
Atölyeci Turhan ağabey gelir yanıma. Hem de her ayın yirmi üçünde hiç sektirmez yanıma gelme işini...
- Ooo Ahmetçiğim güzel insan nasılsın bakalım?
-Ne olsun Turhan ağabey yuvarlanıp gidiyoruz işte sen nasılsın?
Evet, evet bütün arkadaşlarım da bilir aslında, ben yıllardır, ne bilet alırım Milli Piyangodan, ne Sayısal Loto oynarım, ne de kazı kazıklan çekerim. Kazı kazıklan mı dedim? Aman canım, anlayın işte Kazı Kazan diyecektim, çok kazıklandığım için geçmiş zamanda bilinç altımda öyle yer etmiş herhalde, ağzımdan çıkıverdi...
Yemin etmedim gerçi ama, prensip sahibiyimdir. Bir şeyi yapmayacağım dedim mi yapmam. Tam yirmi sene önce sigara içmeyeceğim dedim, içmiyorum. Abur cubur yemeyi bırakacağım dedim, bıraktım yemiyorum. Alkol almayacağım dedim, yıllardır ağzıma bile sürmedim. Kahve de takılırlar bana ''İsmail ağabey sen de ne irade var be, hiç geri adım atmıyorsun bravo. Keçi inadı mı desek deve inadı mı? '' Ben de güler geçerim onlara. ''İrade oğlum bu irade, sizde de var da siz aktif hale getiremiyorsunuz.'' derim, bana da hak verirler çokları...
Şu sıralar, herkesin ağzında başkan kelimesi; başkan aşağı, başkan yukarı, başkan gel, başkan git, başkan kaç, başkan tut, başkan yut. Kim ne başkanı, neyin başkanı bilen yok. Dünyayı yönettiğini zanneden bir ülke başkanını biliyoruz biz bir tek...
Hele hele gençler arasında, bir görseniz o kadar yaygın ki. Liseli çocuklar konuşuyor; ''Başkan yazılı nasıl geçti'' cevap''İyi işte ne olsun başkan, kopya çekerken az kalsın genel başkana yakalanıyorduk son anda yırttık paçayı.''Ne başkanısınız?''Ben temizlik kolu başkanı, siz ne başkanısınız'' ''Ben de kültür kolu, ya siz'', ''Ben folklorcuların başkanı'' siz bayan ''Erkeklerin kullandığı ve bizim de çok kıllandığımız, eksik etek kelimesine karşı mücadele başkanı'' ''Bu kelimeyi hafızalardan silmek için kanımızın son damlasına kadar savaşacağız.''
Geçmişini bil ki sen, övün dur dalma hırsa
Tarihten silinirdin, o geçmişin olmasa...
Yörük de derler bize, kıl çadırda yaşardık
Kısacık ömrümüzle, ne çok işler başardık...
Dedemde sana dayanmıştı
ben de dayandım
hemen de çökme şu yere
şu günlerde dayanılacak bir şey bulmak ne güzel
ağaçtan da olsan demirden de
dayanıyorum ya sana




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!