Mezopotamya’da bir aşk tragedyası
Bilinir miydi, aşağı Mısır’da devasal yazgı?
Mısırlı kadınlar Nil Nehri boyunca ağlardı
Sevdayı gömüt yapıp kaybolurlardı, dev nehrin devasal gölgesinde
Mezopotamya, eril kuvvet toplardı
“O daima aldatır! ” Kutsal intikam böyle buyurdu
Gelmeyeceksin, biliyorum
Aslında yenik kâğıt kadar acımasız her şey
Suskunluğun tepki biçimiydi
Suskunluğunun suyunda boğdun firari bedenimi
Gelmek isteyip de gelemeyenlerdendin
Gizli kırılganlıklarını raflarda gizledin
ŞU
Ah benim sevda ile karışık gözyaşı sancılarım
Seni bu kadar mı kimsesiz bıraktım
Tüm yalnızlıklar gibi hain ve sinsice
Burada adres belli
Hiç başka yerde arama
Neyi aradığını iyi bilirsen
Eskisi gibi sevmeyi de öğrenirsin
Kötü şeyler seni bulmuyor
AH ZAMAN
Aşktan yoruldum
Sustum hep kaçtım
Bırakamadım peşini geçmişimizin
Sessizliğin gelgitlerini
Temmuzun ateşini
DEJENERE
Bu aşk zaman aşımına uğradı
Ne masallar ne hayaller var
Hayatımın başkahramanı
Sende herkes gibi değiştin
Şehirle yıkanır oldum
Ormanın dudaklarından öptüm
Denizin bacakları uzamıştı
Güneşin gözleri fal taşıydı
Çetrefil rüzgâr nehirle ağlıyordu
Sesiz ol dağlar firar edebilir
Denizden beliren bir iklimdi
Aşiyan altında geçmiş yatan yıllar
Omuzlardan sarkan saçların, katran bir haberin mihenk noktası
Cebinde çiçekler tutan kadın
Yüzüne hüzün konan kadın
Sanırım dönmenin haram olduğu kana sızan bir geceydi.
Bakma öyle aldırmadan
Dokun ama hissetme beni
Ben çoktan sıyırdım aşktan büyüttüğün bedenimi…
I. Parça — Dinginlik
Gözlerim dalıyor geceye,
şehir uyuyor ama ben uyanığım,
her yıldız bir kayıp hikaye,
her sessizlik bir ağıt.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!