MUAMMA
Modaya uyup çekip gittin
Ask triplerine birden girdin
Bunca zaman seni nasıl çektim
Seni kurnaz, acımasız, hain…
L
Beklemek, hep seni beklemek
Uzak bir ülke gibi bir hüzün gibi
Gittin bir akşam, yaktık ormanı
Tek bir dalım bile kalmadan
Gül bahçeydi kalbim
Bir mecnuna döndü halim
Leylak kokusuydu hayalim
Gönül bahçesiyle geldim
Kalbim aşka bakar
Bilir misin, soğukkanlı insanlar iyilikten kırılabilir
Temizlenmiş sayabilir, timsah görmüş güven
Siyasi iktidar, gerekli olabilir ara aşklara
Arka dişler, arka sokaklarda his oluşturabilir
Bilir misin soğukkanlı insanlar iyilikten kırılabilir
Temizlenmiş sayabilir timsah görmüş güven
Siyasi iktidar gerekli olabilir ara aşklara
Arka dişler arka sokaklarda his oluşturabilir
Sivri sinek
Bu aşk, bu yer küreye sığmaz
Dokundukça kanatır düğümleri
Doğalgaz kaçağı varsa, hükmündeki penguenler yeryüzüne sığmaz
Dokundukça kanar
Kanarken altyapı, doğanın intikamına uğrar
Olağan bir yalnızlığın habercisi neydi sorardım giyotine
Nisan akşamıydı ve tüm kadınlar şehvetlerini biriktiriyor, erkeklerde alın yazılarını okşuyordu
Uslanmayan alaca karanlıktı ve ben yalnızlık biriktiriyordum
Dokunuyordum, okşuyordum…
Razıydık aşka
Molotof kokteyli hüzünler teğet geçer
Kadın pijamasını giyer
Yer yer kan mecazları hâkimdir
Erkek kanar
Gece vardiyaları hiçbir kuşağa ait değildir
Kadının kasıkları lekelidir
Yalnızlığı mı “T cetveli” yapıp “Yunan Mitoloji”sine gem vuruyorum. Hiçbir şeyi bildiğim yok. Tek elimden geldiğini sandığım şey, seks. Son partnerim de “Sen bir bok bilmiyorsun” diyene kadar. Her şey çığırından çıktı. Ben de çığırımdan çıktım. Ütopya, bildiğim her şey. Kâinat beceriksiziyim. Geçmiş tarih, tüketti benliğimi. Gezegenler yetmiyor android aşklarıma. Senin sorunun şu: Kötüleri ve iyileri ayırt edecek uzaydan yoksunsun. Açıkgöz mü zannediyorsun kendini? Bak yaşlanıyorsun. Aynalara bak. İyice yaklaş. Evet evet… Fevri davrandığın yıllara sokul. İyice sokul çünkü IQ seviyen yetmiyor anı yaşamaya. Askeri emir komuta birliğini terk ettiğim yıllarda, İstiklal Caddesi’nin yaşam yolunda sokaklara tükürdüm. Vicdanım el vermesin diye sokak kedileri ve köpeklerinden özür diler, bir tinercinin fikri hür vicdanında ayazlanırdım. Farkında mısın, kimsenin önemi yok yaşamında. Ne için ağlıyorsun, sordun mu kendine, niçin? Çırpınışlarına mı? Gerçeği anlayıp içini buruklaştırdığın kadınların dualarına mı? Söyler misin, bugüne kadar doğru adına ne yaptın? Niçin inanmış görünmek sizi rahatsız ediyor? Anladım, sizin doğrudan kastınız: Alabora olmuş bir teknede yitirilen notalar. Çok yönlü zamanlarda bulundu cesedim. Bir gören olmadı. Bir ağlayan olmadı. Bir cinayet işleniyorsa cevap vermeyi bekleyen ceset değildir, doğruların ne olduğudur
Gözlerim kapalı olduğu zaman göre biliyorum hezeyan fikrimi. Bildiğim hiçbir şey yok aslında. Ne de çok inanmıştım hiçbir şey bilmediğime. Bir atletik karınca çıkıyor ve bana diyor ki; bir pinokyonun sabit alın yazını yüklenmek kadar kanatıcıdır gerçekler... Anlam veremiyorum hiçbir şeye. Anlam kabahatli çıkıyor. Bir gün olur da sabitlenmekten korkarsam bulunduğum şehre, yanıma alacaklarımla yok edeceğim bulunduğum şehri. Bir arkamdan bakanlar kalacak. Bir de arkamda bırakmadıklarım yanımda olacak.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!