Gökhan Oflazoğlu Adlı Üyenin Nedir Yazıları - ...

  • transandantal

    27.07.2023 - 13:40

    Aşkınlık duyusallaştığında, bu aşkınlığın kendi işlevidir, ve bu duyusallığın içeriği, aşkınlıkça kabul edilen değildir, - Michel HENRİ, Fransız Filozof, 2002

    Yani aşkınlık içerden değil, dışardandır, ama, içinde de yer alır, sanıldığı gibi arayış konusu değil, hazır etme konusudur, yani gözüne girme, tavizsizlik, vazgeçmeme, ısrarın zararlarını önemsememe, yavaştan hazırlıyor, yoksa falanca disiplini öğrendim, değil, onu yaptım, sonucuna katlandım, ödül durduk yerde değil, bir bilgi yanlışıyla savrulduysan, daha işte ip orda sıkı tutunursan, kuyuya düşmezsin, ondan anlayarak okunacak bir yaşam rehberidir diyorum, arapça dua okudun diye sana bir yararı olmaz, ama, o ayetleri yaşam tarzın yaparsan, konu tamamdır. Yani ayet yaşanır, o zaman yaşatır da.

  • ten

    27.07.2023 - 06:27

    Dokunuşu uzaklardan taşıyıp erittiği kadar tendir, bize dönen değil, bizden taşandır ve değerini de gene kendine getirdiği gibi uzağa taşıdıkça anlam kazanır, sanılanın aksine yakın olmak değil, uzakta yakaladığınızın sizde erimiş geri dönüşüdür, yani bir ikilem içinde birlik yaşanır, ikilem olrakak da kalır.

  • ten

    27.07.2023 - 05:49

    Ten, ölüm, aşk, dünyanın dışında bu dünyada olmayı oluşturur, kendini bizzat bu yaşamda ve bu dünyada, bu dünyadan olmayan şeyin yakınında tutandır, mezarın boşluğu ve tanrının boşluğu olan, tanrının içinde ya da insanın dünyaya getirilişiyle - Tanrının kendisiyle açılan boşluk olan - dünyanın, bu dışının yakınında.

    Jean Luc NANCY, Fransız Filozof, 2021

  • yunus emre

    27.07.2023 - 05:21

    Bilinç olayı başladığında insanın öğrendiği en önemli gerçek ölümlü olduğudur, bir gün mutlaka öleceğidir - Bir korku düştü canıma, acep ne ola benim halim, derman olmaz ise bana, - . Dinin, bilimin, sanatın, insanı insan yapan bütün etkinliklerin, kısacası, kültür dünyasının kaynağı ölümlülük bilincidir. Bu bilincin baskısı altında yok olmak da, insanın kendine bağlıdır, onu sıçrama tahtası yapıp tanrısallığa ağmak da. Bilinçle birlikte varlık ikiye bölünür, Ben ve Ben olmayanların tümü. Kişi artık gurbettedir, çünkü bütünden kopmuş, sıladan ayrı kalmıştır. Buysa, sınırlanmak, engellerle çevrilmek, eksiklerle donanmaktır. İnsan kendini içinde bulduğu bu yetersizlikler ortamından nasıl kurtaracak, çetin durumunu nasıl aşacaktır. Kendini tamamlamaya çalışarak. Derman bu yoldaki çabadadır. - Bana seni gerek seni - . Hava engeli olmasa kim bilir ne güzez uçacağım sanan kuş, uçmanın ancak havayla mümkün olacağını anlar. Eksik olmayan, bütünlenemez, ölümlü olmayan, ölümsüzleşemez. ve sonlu olduğunu en yoğun duyan, sonsuzlaşma şansı en yüksek olandır. Yunus imdi var tek otur - Yüzün Hazrete götür - Özün gibi bir er getir - Hiç cihana gelmez ola. Ona giderken kendine gelir - Hem bunda olan hem anda - Bunda anda varı gelem. - Hem seven hem sevilen olmanın sırrına eren artık ölümden korkmaz yokluktan çekinmez. - Nice ki ben seni sevem - Ecel eli ermez bana - Nasıl sunsun azrail el - Ben seni canlanır isem. - Kutlu yol açılmıştır, en derin kaygılarımızdan, en sarp umutsuzluklarımızdan, en görkemli zaferimiz doğmuştur. Onun ete kemiğe bürünüp bir Türk olarak yeryüzünü onurlandırması, ruh serüvenini Türkçe anlatarak dilimizi büyük şiir yapması, biz Türkler için elbette ayrıcalıktır, ancak yetmiş iki millete bir göz ile bakarak ufkumuzu alabildiğine genişletenin başarısı, bütün insanlığın ortak mülküdür.. - Yunus Emre senin sözün, - Alemlere destan ola. -

    Düşük madenden altına varanın sesidir o,
    İçinde Tanrıyı barındıranın sesidir o,
    Yunus şiirlerini hangi dilde söylediyse.
    Diller dilidir, bütün dillerin ecesidir, O.

    Turan OFLAZOĞLU, 1932

  • doğru

    25.07.2023 - 14:46

    Doğru, yeryüzündeki bedeli ödenmesi en pahalı mücevherdir, ama, tacı bir kez taktın mı da, o bedeli hatırlamazsın bile.

  • neden

    25.07.2023 - 07:06

    Güzeli etikle yaşatan bir değer toplamının cisimleşerek görünür olması. - gökhan.

  • etik

    25.07.2023 - 06:54

    Varlığın açıklık alanındaki yalnızlığını yeryüzüne temellendirir, yaşam ancak öyle mümkün olur, çekilip alınsa elinden yola devam etmenin bir yolu artık bulunamaz, kesintiler, kesiklikler başlar ki yaşam demekte zorlanılır, dünyanın vazgeçilmezi olarak kodlanmıştır, ve ihlaleri de cezalandırma kapsamında yer alir.

  • ruh

    24.07.2023 - 13:10

    O Dağ, yeryüzü zorlasa da dinlendiğin derin köklerin tutar seni,
    gökyüzüne uzanan doruklarda, O Zihin, dünyanın en yüksek yeri,
    bacı zihin, çağırır seni gökyüzü, cehennem arası, sınırlara. Burdan
    aşağı, hakların kaybolmaz ve dokunurken karasularına Acheron¹un
    en dibe vurmuş ve tutsak. Dahası araştır yüce ara¹sını doğanın eğer
    Tanrı hadi derse coşkun ateş olacağın.

    Giordano BRUNO, İtalyan Mistik ŞAİR, ve AKADEMİSYEN, Papaz. 1600

    Biliyorsunuz Bruno yu Akademi yaktı, halk falan değil, neymiş sonsuzluk diye bir şey var demiş, dünyadan ibaret değiliz, ve Mistik sezgisiyle görüp - Değersiz bir çağa devretsen de - dediği de Modern evrenin gelmekte oluşu, yani silkeleyecek, ruhun azalışı ve kimliksizleşme yani, insanın ölüm çanları, şu Rönesans diyerek meseleyi çözdük zannettikleri, o sadece bir restorasyondu, asıl darbe yeni geliyordu. Benzerini bu sefer Fransı ve İngiliz Akademik yobazları DERRİDA ya yaptı, oylamalar da ne söylüyor bu herif diyorlardı, bağışlama kitabı ona ithafdır biraz, ölmeden önce de 2004, dünyanın sonu seminerleri veriyor Amerika da, ancak 2015 de kitaplaşıyor. Bizim yobazlar daha yetişme seviyesinde, şimdilik taciz falan, ille maymunuz kabulleri, ki itiraz eden yok, islam filozofları İnsan da olabilirsin diyor, bu bir süreç. İşte - Panenteizm - olgusu, ki Kazım Arıcan hocanın çalışması nefisdir, ve Spinoza yorumlarına katkı da yapmıştır, Platon, Plotinus, Hallac, Mevlana, Bruno, Spinoza, Whithead, Hartshorn, çizgisini takıp ederek şimdiki aşamasına gelir, yani sonsuzun dışı düşüncesi, yani sonsuz dan sonsuzun dışından hakimiyete gelinir, bu kitaplardan epey çalışma var, kimsenin aklına çevirelim de gelmiyor, çünkü plak takılmış, aynı yerde dönüyor, ama, artık başka bir yerdeyiz, yeriniz olsun istiyorsanız da, elini taşın altına koymayana ekmek yok, ayetleri verdim, isteyen yapar, isteyen bakar.

  • estetik

    24.07.2023 - 03:32

    Ondan zamansızdır, ve ona ihtiyaç duymaz, yani kendini varlığınıza katmadan bir dolaşımı havayla beraber nefes almanızı sağlayan bir alanda kendinize getirir, yaklaşım değil, daima, bir uzaklaşmadır, ama, hep yarınızda hissedersiniz. İşte çağları oyalayan bugüne kalan miras yansız bir görünün, taşlar ya da tuvaller üzerinde, veya müziğe yedirilmiş, açıklığı hep karanlıkta hareket ediyormuşcasına kan dolaşımını arttıran bir katkıyla önünüze gelir, ona akılla değil, anlamadığınız bir sezişin dokunuşlarıyla ulaşırsınız, dahası istemeden o size ulaşır, estetik bir kendini anlatmayan, ama, her şeyi anladığınız bir yakınsama, ve teslim etmeyen, teslim oluştur.

  • ruh ve beden

    21.07.2023 - 17:50

    Sevgi ve hakikat iterek dokunurlar, eriştikleri kişiyi geri çekilmeye zorlarlar, zira onların erişmesi, bizatihi dokunmada, kendilerinin erişim dışında olduğunu açığa vurur, Erişilmez oluşunda bize dokunur hatta el koyarlar. Bize yaklaştırdıkları şey, uzaklıklarıdır. Bunu bize duyumsatırlar ve bu duygu onların duyusunun ta kendisidir. Dokunmamayı buyuran dokunma duyusudur. Bir şeyi ne tutabilirsin, ne alıkoyabilirsin, sevgiye ilişkin bilmen gereken bu, gitmesini sev.

    Jean Luc NANCY, Fransız Filozof, 2021

    Çev. Murat ERŞEN.

    Bir derviş söze başladığında ona itiraz etmemek gerekir, okulda öğrenilen her söz, bir konuya değinir, ve onda büyük fayda olur. Ama, dervişin, manevi gözlemle söylediği söz, o faydadan ve bahisten uzaktır.

    Şemsi TEBRİZİ.

    Hikmet üç şekildedir, Birincisi söz, ikincisi amel, üçüncüsü, hakkın güzelliğini manevi alemde seyretmek.

    TEBRİZİ.

    Çev. Mehmet ÇELİK.

  • ütopya

    21.07.2023 - 13:38

    Adalet ideası insan saflığının asla tahayyül edemeyeceği kadar büyük bir ütopyadır. Doğadaki her şey bu ideayı yerinden eder - tarihten söz bile etmiyoruz. - ahlaki düzen çocuk oyunlarına layık masaldır. Hayatta bir an bile kendini unutmayan, hiçbir fikirkarşısında hiçbir düş, hiçbir mücadele karşısında kendini unutmayan kimse zafer kazanır ancak. Kişi kendi çıkarı ve varoluşu hilafına bir değere kendini adadığında, ilk karşısına çıkan onu çiğner. Acının tözsel monotonluğunu varlığın bağrında keşfetmiş olanların güçlükle haz alabildiği bir zevkin farkedilmez dalgalanmaları peşinde çırpınır insan.

    CİORAN, Rumen Filozof,

    Yani doğruluk ideali zor iştir, avanta ideali de, sonradan acı oyar, üstelik kesintisiz, niyeti bozukla, halis olanı ayıran sınav budur zaten, bence gübrelik de yeter.

  • estetik

    20.07.2023 - 13:46

    Yani estetik, güdülerle, gerçekleşen arasında bir ara bir kararsız form olarak durur, ve ruhsal bir mücevherle, ışıltıyı görmeye başlarsın, artık o Sühreverdinin gerçekten tarifsiz bir makam dediği yerdesin, hem de daha öteye gitmedin, ama, vakit de kısa, o zaman, onu genişleyen halkalar haline getirmek, bir karşılıklılık içinde, parıltıyı solduran, akıldışı ideallerle değil, yaklaşanın ne kattığına bakıldığında ideale gerek kalmaz, zaten olmuştur, artık ideal de idea değildir, bir yanılsama, ondan gerçeği görmek, aslında şiiri görmektir, ondan Weil, Şair, gerçeği görerek yaşamın şiirini ortaya çıkarır diyor.

  • devamlılık

    20.07.2023 - 12:10

    Yani devamlılık estetiğin içinde yaşar, hem ruhta hem cisimde, başka da bir formülü yok, bunu kuracaksınız, rehberi iyi okuyun, anlayarak.

  • estetik

    20.07.2023 - 11:38

    Peki estetik varolanın nesidir, varlık sebebi elbette, biz görüntüde yakaladığımızı, ruhta içselleştirebildiğimiz de cisimleşiriz, yani gerçekte o zaman ilk defa görünür hale geliriz, zahiri olandan gerçeklik alanına taşınma estetikle mümkün olur, ama, bu bir ayağı sakata olmasın derimize de işlesin istiyorsak, ruhun da kapsama alanına bu görüntüyü sokmak zorundayız, yoksa estetik uçup gidecek, geriye sadece görüntü kalacaktır.

  • düşünce

    20.07.2023 - 11:17

    İddia edildiği gibi biz de düşünce yok değildir, gerçek fikrin anavatanı şiirden yansıyan sonsuz düşünceyi kavramada yetersiz kalan, yeni fikirlerle bulanmış kifayetsiz kafaların yakıştırmasıdır, iyice kavrayamadıkları satırları düşünce dışı sayarlar, ve aklınca küçümserler, fikrin yayıldığı sahayı ve insanlara katkılarını görmezden gelerek, halbuki her mısrada coğrafyayı kaplamış, bir hava teneffüs edilir, bu düşünce değildir de nedir, ki bugün de ihtiyacın olanı fazlasıyla karşılar, akademi biraz işini iyi yapmaya çalışsa, ekonomide bu kadar tökezlemez, çünkü mutlu insanlar ekonomik verimlilik de getirir, teknik de, o da refah demekti, zaten mutluysa da refahı artık konuşmaz, yaşarsın.

  • gerçek

    20.07.2023 - 06:03

    Şair, dikkati gerçeğe odaklayarak güzeli üretir, aynı şey sevgi eylemi için de geçerlidir. - Simone Weil.

  • tanrı

    20.07.2023 - 05:57

    Çünkü Tanrı evrensel bir varlıktır, elbette özele inecektir, ve indi, yaratılışla eylemiyle indi. Cisimleşme, ilham vb. Fakat bu asla çıkmayan, inen bir harekettir, Tanrının hareketi bizim değil, böyle bir bağlantıyı ancak Tanrının bize emrettiği kadar yapabiliriz. Rolümüz, evrensele doğru dönmektir. Bu göreceli olanı mutlağa bağlamanın imkansızlığı hakkındaki güçlüğün de çözümü olabilir. Bu çıkan bir hareketle imkansızdır, ancak inen bir hareketle mümkündür.

    Simone WEİL, Fransız Mistik ve Filozof, 1943

    Yani Tanrıyı aramak falan zırvadır, kendini uygun hale getirmişsen o seni bulur zaten, ne kadar yetkinsin bu konuda ona bak asıl.

  • kurtlarını dökmek

    20.07.2023 - 05:08

    Bu devre yaşamın zorlaşması nedeniyle, şehirli - endüstiriyel yapıda, insan doğasını da bozar, kurtlaşma, yılanlaşma artar, kendini riskte gören, çözüm arayışında, kendi yöntemlerini geliştirir, illa ağır suçlar olması gerekmez, irili ufaklı tacizlerden başlar, ayak oyunlarına kadar genişler, ve daha yapılırken de sabitlenir, dökümde de açığa çıkar, pek bir kurtuluş umudu vermez, rehber eskiden bunu önünü büyük ölçüde kesiyordu, sen kimsinle başlayan süreçte, onun da etkisi kalmadı, şimdi sadece kendisine hizmet etmesi gereken bir kitapmış gibi algılayan, hiçbir şey için elini taşına altına koymayan, bu gündelik yaşamında irtibatta olduklarını da kapsar, sadece beklentisi olan, güzel davranış bekleyen rehber yerine, bozuk tavırlarına, çeşitli durumlarda engel olamayan bir yapı yaygınlaşır, yani bilgiler yeterli, kendini yani bozuk yapısını, daha güzel bir davranış anlayışına taşıyamayan da kaybedecek.

  • kadın

    18.07.2023 - 06:26

    Kesinlikle duruştur, görüntü çabuk silinir çeşitli nedenlerle, ama, duruş, hep kalır, en azından bellekte, ve hiçbir okul, veya sipariş, eğitim onu temin edemez, kendi buyuran bir yetenektir.

  • övmek

    18.07.2023 - 06:21

    Kimsenin övmesi ya da yermesi ile de hiç ilgilenmedim, gerekli de değil, onun için başarı diye bir kavramım da yoktur, hiç kimseye bir şey ispatlama derdim de olmadı, yarışmam da, komik durumlara düşecek mizacım olmadı, önüme bakar, sevdiğim şeyleri, yapar, zamanı ziyan etmemeye çalışırım, yeterli.

  • sevgi

    18.07.2023 - 05:44

    Hakedeni sevmek de herhalde en güzel duygu, sevilmem de gerekmez, kendime yeterim, hakedene bile yeter.

  • iletişim

    17.07.2023 - 21:58

    İletişimi en çok sakatlayan da genelde dinleyen yoktur, özellikle birden fazla kişiyle .bulunulan ortamlarda dinleyen bulamazsın, bütün sözler güme gider, ve şehir hayatında kimsenin o kadar bol zamanı yok, sokağa atacak, ondan hiç görüşmemeyi tercih ederim çoğu zaman, zaten konuşmamış gibi oluyorsun, bir de ikili görüşme bile olsa, çoğunluk dinlemeyip seni lavabo gibi kullanan ilişkiden uzak dururum, çünkü iletişim değil, istismardır, yardım etmek, anlamak güzeldir, ama, kullanılmak, yok saymaktır, o zaman neden irtibat kuralım ki, sende zamanını çöpe atma, çünkü yararı olmayacak.

  • içtenlik

    17.07.2023 - 16:51

    Bir içtenlik görmediğiniz hiçbir şey, başka da hiçbir nedenle daha değerli olmaz, en azından benim için, ondan çevrem çok kısıtlıdır, ve hiç şikayetçi de olmadım.

  • gezi

    17.07.2023 - 15:32

    Madride gittimizde bizimle beraber bir hanım da vardı, çok yaşlı denilemezdi, oğlu ölmüş, kaldıramıyorum dedi, ne yapacağımı da bilmiyorum, size bir kıssa anlatayım, dedim, Buddha ya bir kadın gelmiş, genç yaşta oğlum öldü demiş, dayanamıyorum, ne yapmalıyım, o da git şehri dolaş, kapıları çal, evinden ölü çıkan var mı sor, demiş, kadın gitmiş, bütün evleri hemen hemen dolaşmış, ve sormuş, hemen her evden bir ölü çıkmış, dönmüş, Buddha ya, anladım demiş. - O hanım da aynı şekilde, anladım, dedi.

    Peki Buddha neden ölüm herkesin başında, hayat böyle, ne yapacaksın demiyorda, git dolaş önce diyor, birincisi doğrudandır ve tepki yaratır, hatta isyana sevkeder, ama, ikincide herkesin bunu yaşamak zorunda olduğunu görünce, acının keskinliği yayılır ve uçucu bir hale dönüşür, yani Buddha, acıyı geniş bir alana yayarak keskinliğini azaltır, zaman içinde de yavaştan silinir.

Toplam 628 mesaj bulundu