Gömülmek istiyorum artık
Madem mevsimlerden acı
Ve her dalda ayrılık var
Gömülmeliyim ben artık
Aşka düşen gönlümün başkentidir diyarbakır
Surlarında dalgalanır hasretliğin bayrağı
Küskünlüğümün solmayan gülüdür diyarbakır
Aşk mevsimine dönmüştür hevsel bahçesiyle
Kaç sokak eskittim bela halimle diyarbakırda
Sevdam ey gönlümün hasret denizi
gel ölmediğim bir günde bul beni
sevdam ey gönlümün hasret denizi
gel yanmadığım bir günde sar beni
gülüşlerin benim gönlüme huzur veriyor
bak ay gülümsüyor aşıkların diyarında
Bunca acıdan sonra hayat gelir mi
bir gün huzurla uyanabilecek miyim
mahşer kendini bensiz avutabilir mi
bir nefes alabilecek miyim söyle
Hücreler artık yokluğa vurulmalı
Tıpkı hayat gibi kardeşim
Bazen insan bir şey görüyor
Bazen hiç bir şey görmeden umut ediyor
Ama sonlar genellikle hep aynı
Suyu gördüğü halde
Çatlayan toprakla yüzleşiyor insan
Hayat hep bir eksik yaşamaktır
neye sahip olursan ol
ne kadar güzellik yaşarsan yaşa
hep bir eksik yaşarsın hayatı
hiç bir mutluluk tamam etmez insanı
oysa ki acılar eksiye vurur her bir insanı
Ölüm de var gülüm zulüm de var
zaman her haliyle akıp gidiyor
yaşamak yine en derinlerde bir inci
ya da kör bir pencereden en kökne zirve
insanın yaşadıkları yanına kar kalıyor
ah bir zindan var ki tutsaklıklara doymuyor
Hayat ne gariptir be sevgili
Adımız sürgün kalbin meçhulünde
Aşkın küllenmeyen ateşini kuşanmışız
Gönül yanar yine de uslanmaz halde
Tutsak misali özgürlüğe vurulmuşum
Hepimiz birer yansıma isek
Hakikat ne aynamı
Her yansıma kendi aynasına gömülür
Şimdi ayna bir mezar oldu
Yani hakikat hem ölüm hem yaşam
Ama bizler birer yansıma olduğumuz için
Zindana düşen uçurumu sordu
gök karardı gitti yeryüzü kaldı
yeşeren güller hep belaya vurdu
ne uçurum ne de pranga vardı
Kavgasına şiir yazdı bir yiğit
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!