Mal beyanında bulunur gibi
Orman arazi,
Yapı kredi,
Mebla miktar,
Tapu kadostralaşmalarından emisyon hacmine yalnızca yüzde bir bile değil
Aklına estikce insanlığı anca düşüveren
Aşk içinde doğduyduk şenolası..
Şenlikler çalınası güzel ve gülen gözleriyle ne sevgilice çağrılmış
Sevinç çığlıkları içinde aşk..
Kapıda koskoca kucak dolusu kalbi çıprpınarak bekleyen hayatın
Bütün karanlıkları yapayalnız geçerek yeryüzüne doğan gün gibi
Hiç ara vermeden zamana adımbaşı gelen her gelen yolcusuna
Kıtır gevrek
Köklü bir tarihi yazıp bozduğu
Ortalık adamakıllı ıtır gönlünden yana çelindiyse çağının
Hava bir açıp
Bir bulanarak hava nasıldır ki dolunaylara saklı dolucasına dizgin
Perdesiz pencerelerde öksüzlüğün nöbetini beklercesine
Saklayım da soykası ecele kalsın diyelerden değil
Şu gözler bana bebekleşen
Ay yüzlüsünden hayatı an be an
Dut tatlısı bezenmiş dudaklarıydıysa iklimlerine zamanın
Bir tatlı kaysı çekirdeğine alacalanıp
Ve henüz dilleri açılmadık tomurcuklara
Küheylan ölür eyeri
İnsan ölür eseri
Diyenler eliyle kendi belasına ad yazdırdığım
Ne çektiysem vebalim
Ne çekmekteysem borcum
Ve de ne çekeceksem daha
Sökülmeyen kalınlıkla çakılıp kalmış
Dondur kalsın orda öyle, yüklediğini götürmem denen çırılçıplak hayatı
Sızlanışlarıyla ipi boynuna,
Hıçkırık kekrelerini boğazına,
Ağılı acılı ağıtlarını kalıbına ve kalbine maddeleşerek mağmurlaşan istiğfar
Hahay diye,
Hiçbir getirisi olmayan
Sağlı sollu,
İleri gerili kısır çekişmeler
Bir kere tuzaktır,
Tehlikelidir,
Züğürttür.. yani evet,
Buzamanda tükenişinin yetki-selahiyetini insanlar
Yöneten ve yönlendiren makinalara devredip devri daimi
Oltalık ağlarda
Voltalık ağrılarda
Kesin hükümlü cafcafık giysilerle ağlandığı mapusluğunun
Makina kullanım zevkinden haz duyuyor
Vapura bindik
Çiçek adası, çardak molası, çekirdek çıtır Li ile
Düşünüyorum da şöyle başıboş ve fitil fıçı dalgakıransız
Şarapsız içilmiş bir gün idi ah liii
Ah...
Oturacak sandalyası kalmamıştı gezdiğimiz şehirlerin
Sırt yalın, ayak çıplak, baş kabak
Ben bu halde kalbim beni bağrına basıp nabız atışlarına yüklediği
Buymuş soğuğa çırpınıp, üşümüş ayaza sarılan bu halde ben kendimden
Marmara çırası gibi yakınan pozlara tüysüz dikensiz perişan bırakmadan
Gücümün yettiğince nefesimi, hayalimi güttüğünce kervan olan
Nasip işte nasip...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!