Barınağını sırtında yuvalalan kimi hayatlar içinde
Nasıl kol kanatlanma olaydı ki kuş...
Yaptığını kendi elleriyle hemen bozsun?
Yıllarını yol kıyılarında hasretle bekleyen huzurundan
Kopan her samimiyet bağıyla adım adım
Daha da gelmez uzaklara götürürken insan
Çocukluğun etrafı çevrilmemiş yalansız engelsiz bilenliğiyle
Kiminle nasıl gönül haldeşliğini bağlayacağına kuşatılmasız
O sevip sofralanmanın büyük sevincine doymak usanmak nedir;
Hiç mi hiç vazgeçmediğine...
Birgün herhangi akıl ve yürek sapmasıyla vazgeçerek
Zamanı
Öylese...
Mesele ne öyleyse yalan rüzgarlarıyla
Çevrilen dümenler gemisi şuracıkta biradım yol almadan hayata
Güzellik gülistanlık diye gösterilen şu iflas dükkan..
Nalları dikip batıyorsa böyle böyle ambulans asansör,
Har vurup,
Can boğazdan geliyor diye
Canileri
Canavarları
Cinnet- cinayetcileri düyanın
Lokma lokma ordan kesip ekmeğine suyuna soluğuna sesine
Allahsızca
Senin dalların ince
Yükün taşınmaz derecelerden ağır mı ağır
Canını yolda bulmuşu olmaların bağlandığı iplerle
Üstün yağmur
Altın kaygan ve yahut çamur
Senin.. oralar fani
Beşir ne diyor beşir
Havalar mülayim...keyifler zula
Mangal, köz, et balkonundan
İthalat ihracat tatsızlıklarla kurulup kaldırılan
Sofraların başında beşir
Dışarışı içeriye yönelik
Her yürek
Her yarayı kaldırmaz...
Kimine tırnak çiziği çentik yük gelir,
Kimine dağlar devrilse yarasına şuncacık şey...
Ar damarı yırtılmış yüreksizliğe aşk ağır gelir aşk..!
Aşk diye diye yanıp tutuşanaysa
Toprağın bağında bağlanmış kurdelesi baharın
Ne önemi vardır, susam olup kokmasan morunda meskenleşen alları?
Ne önemi vardır iz düşürmesen ebrusuna sunasına delolmalar denginin...
Kar yanmış,
Susuz kalmış sendeki mihman olan derya,
Gelmiş geçmiş ve gitmiş sendeki vakit, sen sana uğramadan
Bahar toprağında buğlanınca zor hayallerin meskeni
Atlar koşulunca dağlarda tüten dumana
Damlarda otura otura usanmış kar....
Gidesi tutunca diyarı köşküne aşkı çağlayan akar suların
Sorulur mu müsade var mı diye amana gümana
Sebepsin ey gelen konuk
Vakti daralan zamanın
Gölge boyları uzar da uzarmış
Karanlığı köşküne yayarken akşam
Rüzgarın elleri salkım söğütlerin saçında
Hayatın güneş alan yerlerini kumral bir seyre terkeden
Dağda anemon
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!