Erik çiçekleri
Dağlarını yitirmiş maralların ceren cerene dörtdolandığı masalmış
Söküldüğü fırtınalara dinmek bilmeyen katrelerin nehrolduğu yataklardan uyanıp
Akarsularla sözleşen sırdan ne hoş yakışırdı erik çiçeklerine
Küskün hazanlara göçmezden dereboylarının
Esmeleri ne hoş yaraşırdı,
Hatırlıyorum da ilk defa
Sizin oraların erkeği kimdir,
Nasıldır insanlardır bizden uzak siz?
Gibi sapır saçma sorduydu benden
Her saatın onaltı geçesinde eylül tarafına yolcuyken güz
Karşında duruyor dedim
Hani şu esastan görüşmeli mesele inanmak
Ve neye inanıyorsa ona göre yaşamak
cürümü yetmeyen insanların işi mümkünü yok değildir
Bu yüzden yıllar yıllarla bu çürüklükte işi cıvıtır
Çünkü ömrü sayılı günleriyle müddetin sahibi yüreği yetmezlikse
İşi gevşetip kendini mahsusen gırgıra almıştır
Güneşi gezdirmekten eğilmiş gölgelerine sevdalı
Yağmura kesik akarsuların seyrinde huzura eren gönülsalıncağı
Eski bir bahar dalıyla suyun ufkunda yıllar ötesinden pırlantalaşmışa cevahir
Gitti mi gidiyor işte delisine
Varıp da kim geçerse bu çemberden
Ateşine yanıyor aşk dediğikleri makamın
Papaza kızıp da
Oruç mu bozalım şimdi şu kaymaklıkta, şöylecene dut yemiş bülbülce kıyakta?
Diyorsa birileri
Abdülabdul-sarı liralı irecebül azabenna gibi birileri
Birileri sakak vaziyetleri sigortasına alarak gazabın fenna gibi
Egemenük kuşaklılar silsilesinden aldığı kontrollü güçsüzlükle
İn mi desem
Cin mi desem
Tutsam dili sussam
Hiçin hiçi mi deseeem
O çok karmaşa badanalı beyaz olduğunu sanan yüz
Takındığı sahteliklerle balansı aksak dilli
Daraa dütdürü dararatdiri dara dara
Rari rari ray..
Dara baddidiri dararri riri ray dara şebidik şebidik
İlimonammaaaaaan
Aynen böyle
Kırık bir çarkın kopuk pervanalerinde dönmekten
İşleri yoluna koyup koymadığına bakmadan
Nasıl olsa dünya, yaktığı ateşin izi sırasında güneşin
Geniş tutuyor fiiil zamandan neslini
Geniiiiiş....
Kuyruklu yıldızlar sıraya dizilmiş ve bütün karanlıkları içine alarak
Hani kimden ne korkusu olasıydı ki,
Çiğ düştü kara tutunan kimsesiz dallardan
Billur bir sesi vardı yalnızlayan çığlığın
Yolun ucunda nerden başladığını silip unutmuş eskice bir veda
Ne posta vardı ne postacı yolda
Sonra sustu kaldı
Fısıltılı bir resimde kumrulayan güvercin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!