Cek be göcüm yüküm bu deli devir ask denen devrandir
Soludugu her nefeste ve her attigi adimda kor ayaz
Derede dorukta yesermis bahar solmus güzün yaz araligi kislar arefesinde
Bazan tütmüs kivilcim bazan közlenmis yanginlar harmani külperisan
Süzülmüs savrulmus nice iklimler demiyle
Cek be ömrüm her vardigim yolculuk kendikendime ziyaretler hancisi
Hallettim sükür o isi ben
Yatttim yattim kalktim
Yattim yattim
Kalktim
Benzin pompasiyla kafa sisiriyordu, zeytinin cekirdegi
Catala gelmeyecek kadar büyüktü, kokusu yoktu tadi saman portakalin
Korbulancak..
Yine orta yerden çalıp söylüyor perde perde yangın tutuşturan hançere
Yine gün dönüyor sular kararıyor mor rengini bürünüp giyiniyor ufuklar dağlar
Sulak sazlıktan söğütlü derelerden konar gölerliğin pusulasız yolunu tutarak leylekler turnalar ve sığırcıklar
Kırda kıraçta sararıp solan kevenler dolusuna dizgin , alıçlar çırpınıyor yine
Vilayette yine sabahın uyandırdığı duraklar dolup boşalıyor
Kapilari calininca ömür hanesinin
Karanligin kafesinden siyrilir gece, ay dolanir zifir dagda
Safak sürgünü yildiz perceminden cikagelip insana dogarsin
Yokus asagi tomurcuga kanayan körpe kundaklarda kum saati zaman
Yasama sarilmanin direnciyle körgamazlara ve kasirgalara baskaldiran
Hem nazli ciceklere püsküllenip
Kapiya gelip konan bir yerden
Simsicak nefesini güzel düslerde görülüp görmeye uyanan
Bulutlarin perdelenip aralandigi her firsati kendisiyle danisip
Dindigi sagnaklara ceker cagirir sanirsin ki beni
Aklina uyacak baska delisi divanesi yokmus gibi
Kisayazinda puslu bulanik bakislarla günese yalinayan
Duvarlar canından çekilmiş nemsi soğuk yüzlü şehir
Çırası yanık kalan soluğu sönük evlerin içi in...cinsiz
İsan be...
Bu ne biçim ikramlığın depresyon bağımlısı böyle
Ölümün adresini sorar gibi dik başlı çalan saatten
Bu nasıl buğday benizli, nokta benli, kara yağızlık iş-ve
Zamanı yitirense eli kolu bağlılık
Nasıl olsa gelip oturacaktır birilerinin bıraktığı
Soğuk dağların başında ıssızlığın kanepelerine
Kolunda
Kordondan kilitli saate bile gerek yoktur ki...
İş
Pencelerin yüzlerinde uyuyakalan
Yorgun bakışlı günbatımlarının arafında
Hüznü ortaklaşa bölüşen güz dallarıyla
Salkımlar seyrelten
Sokakları sarı resmlere boyamakta açık hava atölyeleri
Ne mi yapıyorum ben burda..?
Yine de ziyareti yarenlik hatrina say
Alfabesi hecesi cagrilandan söze gelmis oturmus gönül köskünün
Nerde bir yalnizliga yol almis uzak gitmeleri varsa yaban yadirgi
Diken yaninda gül say cünkü olan biten
Esigini kapisini ask bagiyla bahcelenen köse bucaktir
Eser yagar sürer savurur bazan isiklar icinde yakut
Körgamaz…..
Kimsesizligin yorup duvara astigi silik bir resim gibi bulanik ve solgun
Cep aynasinda harabini unutmus meydanlar gezmenin
Kolcusunu yarali yerinden sarmalayip sararak
Körgamaz….
Zahiresi her cileye sofra seren yikik degirmenlerden ügünmüs agitlarcasi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!