Kalbim!
En çok da çocukluğumun elleriyle topladığın kekikleri özlemişim.
Hava vuslat kokuyor
Ellerin kır.
Papatyalardan taç da yapmışsın
Beni prensesi ilan ettiğin
Yumak yumak bulutlar
İçlerine şiir doldurmalıklar
Birini yastığım yapsam
Diğerlerini yorganım
Gökyüzünü yatağım
Aralarında uyusam
Kalbimin tahtındaki biriciğim
İçimin duvarlarındaki resim
Seyrine doyamadığım, sevdiğim
Sen bana hep en güzel manzarasın
Kırlarından papatya topladığım
Kalbin ninnisini
Hece hece
Yıldızlara asmışlar
Göğe ellerimden kayıp gideyim
Kendimi bir eylül yaprağı gibi buldum içimin kıyısında
Rüzgara yenik.
Uçtum uçtum uçtum içimde
Kanatsız.
Gök yüzüne kondum
Maviydi.
Sonra içimin sokaklarına düştüm evsiz barksız;
Kara bir lastik ayakkabı vardı ayağımda geceden.
Ellerimi ceplerime basmışım tıka basa yokluktan;
Umuttan bir kuruş buldum o da hiçbir şey etmedi.
Derdimi anlatacak bir kapı bulup çalamadım;
Aşk aynı zamanda kimin kimsen olmaması demekmiş...
Gelmeyen uykuma
Kalemim söz yastığı
Kalbimi içine bıraktım
Pamuklara sarılsın...
Belki yine denk geliriz
Bir yerlerde
Bir şarkıda
Bir şiirde
Bir kitapta
Belki de bir kıtada
Değer verip yüreğime serptim;
Güneşi katletmişler.
Gönül camlarından ayaz vuruyor.
Samimiyetim de beş para etmedi
Ne yoksul kesimin çocuğuymuşum ben
Nasibime düşen yine hayal kırıklığı.
Gönül çölüne
Gökler dolusu sevmek yağdım
Derya denizken
Ellerimde buhar kaldım
Aşka bir yudum suya
Gözlerinden, kalbine yol aldım




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!