Sana baktıkça, çıngılar dansa kalkardı yüreğimde
Yaz gölgeli bir çardak bağımda
Avuçlarımda binlerce yeşil umut
Öfkesini çığlığında saklıyor gece
Dönmüş uçurumlara loş yüzünü
Sessizlikle sohbet ederken hece
Yağmur tıpırdıyor şemsiyede.
Ruhumuzdaki yaşanmamış bir ömrün rengârenk coğrafyasında
En soylu resimler sevgini anlatır, karşılığı hep sevdadır anlasana
O yol eskimişliğinde
Kıyılarıma düşerdi serin dalgan
Gölgeler biriktirirdim ıslak ceplerimde
Yokluklar acıtırdı sensizken canımı
Ücra bir yalnızlığın eli kapımı çalardı
Uyusam bin asırlık bir düşün titrek bağrında
Çok uzaklara fırlatsam şu kırılgan yüreğimi
Uzansam sözcüklerin engin denizlerine hey
Sızılarla göçen gönlüme yangınlarını tıksam
Yoksul bir ömrün saunasında, yüreğimde ter
Kan denizlerini yararak ilerliyor gemiler
Çığırtkan suskumun yankısında düşler
Avuçlarımda irinli kum, göğsümde aşk
D/üşüyorum açsana aşkın yatağını yar!
Yağmurla düşüyor bu koca kente sessizlik
Cebimde ıslanmış biletler, gözlerim ıpıslak
Bir kumru uçuyor tepemde, gagasında yaprak
Karanlık içimdeki tepe lambası, ben tepetaklak.
Adımlarım göçmen kuş çığlığı, ekimde hıçkırığım
Kaybolmuş anların bekleme odasındayım, ıssız bir ürperti bedenimde
Vakitlerden özlem, bir kadının silueti dolaşıyor yüreğimin sahnesinde
Yangın dudaklarında aşk, evvel zaman düşlerinin resmi sıcacık ellerinde
Anlamlar suskuya sarılıyor, söz oluyorum nağmeli dünlerin rahlesinde
Islak bir gücenmişliğin sahilinde ayaklarındaki sevda nasırlarını tuzlar ile ovardı adam, gönlünün uzantılarındaki o devasız düşlerin medcezirlerinde ruhundaki kadına şiirler yazarak yaşardı. Umutlar güneşin arka odasında yapayalnızlığına üşürdü, gölgeli bir çardakta rüzgâr göğsüne sokulur, terli bir güverteden çok uzaklara yüreğindeki çığlıkları atardı.
Gölgeli bir mevsim var ufukta, yüreğimin dalgalarında hüzünlü bir köpük
Yorgun zamanlar birikti avuçlarımda, soylu bir düşünüş olunca yolculuk
Dudağımda hüzzam tınılar, kırgın nidalar ülkesinde çalıyor unutulmuşluk
Şiirlerimi yüzyıl öteye taşıyor mor kanatlı kuşlar, gagalarında sonsuzluk
Usumuzun karanlık yollarından umutlara topuk vuran kervanların aydınlığa çıkan yolculuklarından alaz bir hüzün yayılır ve çığlıklar ekerek ilerlerler yaşam çöllerinde. Köklü bekleyişlerin çarpılarla demlenmiş molalarında bir sevda hesaplaşması vardır, araya acılar su serpmeden ayrılık ırmaklarına türküler ekeriz. Bu yüzden hicranın nar gözelerinden coşku damlar ve her gidilen adresin kapısında bu yüzden devrilmiş bir ömrün ismi aşkı sayıklar.




-
Ufkun Yaren
-
Ahmet Durgut
Tüm YorumlarBütün sorguların enleminden koparmıştım seni
İçimizdeki hoyrat sevilerin çarşafına tutunarak
Dudaklarımdaki istem ötesi hareket olmuştun
Ellerinin hoyrat kelepçelerinden sıyrılamadan
Duvardaki saatlerin zembereğine dolanmıştın
Tebriklerimle..10 ve listem..Ufkun YAREN
TEBRİKLER... sn Selahattin Yetgin... başarılar diler, saygılar sunarım. Esen kalınız.