Bana geldiğin gün kırık bir yürektin
Varlığınla kor ateşler yandı içimde
Bitti hazanlarım, düğün oldu hüznüm
Eylüldü gözlerin, aşk oldun gönlümde
Sen sevdalı yüreğimde kırık bir ok
Heder olmuş ömrün son demindeyim
Yüreğimin kasidelerinde mor elemler
Yalnızlığımın izini sürüyor nicedir aşk
Toprağın kokusunu getiriyor rüzgâr
Yağmur suyunu içiyor bir kuş göletten
Kimsenin bilmediği bir yer var gönlümde
Sürgüsü çekilmemiş koca bir tarihtir yaşadığımız
Yıllarca isimsiz sevdalar serpildi ozan toprağımıza
Yüklü trenlerde güz sonu bir yolculuktur yaptığımız
Islak yollarda boynu bükük bir çiçektir gördüğümüz.
Düşlerindeki ıslaklığın zerrecikleriyle günlerdir ben de sırılsıklamım şimdi. Yüreğimde dinmeyen bir yağmurun coşkulu sesi var. Kelimelerim utangaç çocukların korkusunu, yüreğim aşkına sobelenen bir sevda kaçağının deli adımlarını atıyor şimdi. Yüreğine sevinç taşıdığım iki oda, bir salon bir yüreğe fındık kabuğundan yapılmış bir sandalla gidiyorum adalarına. Uzağımda kalan yıkık bir kentte sayıyorum yüreğimin deli atışlarını. Bir bahar yatmış içimde ve uyuyor karlar içinde. Dalgaların üzerinde saçlarımın beyazlarında yitik bir mevsim, her şeye boş veren gençliğim, yağmurlu bir düş serabı gibi seninle ıslanıyorum sevdanın sokaklarında.
Bir yaşam tohumu seç kendine, en umutlu bekleyişlerle olgunlaşsın
Yağmurlar ıslatsın aşka tutkun saçlarını, hüsranlar kaderin olmasın
Onurlu renklerle boya odanı, mevsimler sevda çatılarını asla yıkmasın
Dudaklarındaki mutluluk türküleriyle büyüt yüreğini, güneşin batmasın
Hüzün kemiriyor tırnaklarımı, kırılgan mevsimlerim
Karsız yağışların sığ damlarında, öksüzdür sevilerim
Kundaksız düşlerin yosun renkli sandıklarındayım
Geçici vedaların kırılmış sancılarında ah dardayım.
Bu gece de sensizlik gibi içeceğim hislerimi
İçsel bir travma gibi tırnaklayacağım tenimi
Nicedir şiire döndüm bedevi yüreğimi
Derinlerime ipler atma boşuna
Kendi dağımın kayasıyım ben
Açma en diri özlemlerin yataklarını
Hardır yar, gölgemi süpüren rüzgâr
Düştür bu intizar, fırtınaya koy arar
Yılgın gövdemde duruşunun izi var
Heceledim işte seni, yüreğimde har
Uzadı yine gece, ceplerimde yalnızlık
Korkuların dili çözülünce yırtardık yalnızlığın yorganlarını
Tutkularımızın hücresinde saklardık en deli yangınlarımızı
Şarap dolduruyor ömür kadehe
Mevsimler aksırıklı bir gökyüzü
Sararmış duvarlarda asırlık nem
Yalnızlık ruhumuzun hazin öksüzlüğü
Toprağın sırtında betonlar üşüyor!
Güneşin gövdesinde uyumaktır seni sevmek, aylardan Ekim
Ruhumun saçaklarında hüzün, dişlenmiş meyveler gibiyim
Kınından çıkmayı dileyen bıçağım kimi, özlemdir hedefim
İnfilak etmeyi dileyen bir mermidir sana sevdalı yüreğim
İnancımın sonsuz denizlerine yüreği delik bir gemiyle açılıp, senli yarınların ellerini birleştirdim aşkın kanamalı küreklerinde. Her düşün zincirlerine tutunan bir yosundu zaman, ben sende kalmaya vurgun, seni yaşamaya sevdalı bir adam iken. Her bahar dallar yeniliyordu kendini, sürgün korkularımın aksine arı çiçekten balını, kuzu memeden azığını alıyordu. Yıllar döngüsünü seçerken ben aşkın tezgâhlarında aşkı satıyordum.
Bütün sorguların enleminden koparmıştım seni
İçimizdeki hoyrat sevilerin çarşafına tutunarak
Dudaklarımdaki istem ötesi hareket olmuştun
Ellerinin hoyrat kelepçelerinden sıyrılamadan
Duvardaki saatlerin zembereğine dolanmıştın
Tebriklerimle..10 ve listem..Ufkun YAREN
TEBRİKLER... sn Selahattin Yetgin... başarılar diler, saygılar sunarım. Esen kalınız.