Serildim düşlerimin uykuya dargın gecelerine
Pencere önünde yaprak hışırtısı, rüzgârın sesi
Yatağı gözlüyor göz, ruhumda ölüm sessizliği
Yumuşacık topraklar usumda, gönlümde bahar.
Durgun gönlümüzün azgın sularından
Onca dün geçiyor, göğsümüzde alev
Savunmasız bir dildir taşıdığımız
Unuttuk çehremize gül ekmeyi.
Ruhumun yaşlı sedirinde hüzün çaydanlığı
Ne zaman rüzgâr çıksa anılarla kanıyorum
Güneşin haylaz ısısında gönlüm üşümekte
Gözlerimin ufkundan kayıyor acı hatıralar
Hangi düşün seherine böylesine tutkunluğum!
Bir rüzgârdı ansızın yakalandığımız
Farzet ki; bir öyküde bulduk birbirimizi
Depremler uğradı ve altında kalakaldık
Bu sevdayı biz ölümüne severek yaşadık
Koluma girince aşk, kucaklarım yaşamı. Ben hasreti kokusundan anlar, mavi dalgaların eteğine tutunurum. Bazen şiirlere sarılır, kıyısı olmayan denizlerde yürürüm. Güneşin göğe sarıldığı, öpüşmeyi beklediği anlarda ırmağın denize taşıdığı millere resmini çizerim.
Haylaz düşler biriktirdiğimiz bir ömrün sarı ovalarında seni bekliyorum
Acının sarnıcından doyumsuz sular fışkırıyor, dudaklarımda kuru elveda
Bir gülün tohumu daha bırakıyorum toprağa, gönlümde acılar göveriyor
Küflü yalnızlıklar dolaşıyor damarlarımda, göğsümde yoksul bir aşk üşüyor
İç içe girip kendi içimizdeki içlenişlerin dar geçitli vuslatlarından öz toplarız, kulaklarımızdaki yaşam ezgileri çınlarken. Gülücüklere özlemli yüreklerimizin öksüz kıyılarında mor düşünüşlerle demleniriz, göğsümüzdeki asil yamalıklar içten içe koparken. Çığlıklar yangın çıkarır ve her dalga o çığlığın içindeki nar-ı aşk yudumlara bölünerek içilir. Göz bilmese de, öz sarmasa da ruh tanır coşkusunu, ılık ılık bir rüzgâr geçişiyle çok uzaklara mutluluğun selamını götüren sevda selleri gibidir.
Sarı eteklerinde kırık bir düşün deseni asılıydı
Kurşun kertiği hicranın ellerinde yüzümüz yar/dı
Ömrü kısa kuşların kanatlarındaydı belki mutluluk
Her kanat çırpışımızda aşka, sol yanımız inceden sızlardı.
Yılışık bir yangın artığıydı gülümseyişim
Biçimsiz cümlelerin uyaksız rüzgarıydı an
Paslı kilitleri bile açardı seven dudakların
Çarkına kum doldurduğum saatti vakitler
Hoyrat sevişmelerimizle yolardık özlemleri
Çorak bekleyişlerimizin cesaret kulelerinde
Günler düşürüyorum güneş denize inerken
Islak bir yağmur düşü kanatıyor toprağımı
İçimdeki kaleler düştü, burçlarım sessizlikte.
Okşadığım bütün öksüz insan yüreklerinde
Müzikleri yıllar sonra doğacak güneşli sözler biriktirdim sana
Can evine güller taşıyor sevdam seni sevdikçe binlerce karınca
Yüreğimdeki ezgilerle, gönlümdeki sezgilerle yürüyorum aşkına
Kutsal dudaklarının kovanlarından her gece ballar sağarken bana
Nefesin utangaç bir menekşe, umarsız
Ne çok bekledim seni, çıkarsız, riyasız
Korkunun tüllerini çekiyor asi ellerim
Işığına kanat açıyor pervane böcekleri
Sınırları asırlar önce çizilmiş aşkların
Dudağımda ismin, üşüyorum dizlerinde
Bütün sorguların enleminden koparmıştım seni
İçimizdeki hoyrat sevilerin çarşafına tutunarak
Dudaklarımdaki istem ötesi hareket olmuştun
Ellerinin hoyrat kelepçelerinden sıyrılamadan
Duvardaki saatlerin zembereğine dolanmıştın
Tebriklerimle..10 ve listem..Ufkun YAREN
TEBRİKLER... sn Selahattin Yetgin... başarılar diler, saygılar sunarım. Esen kalınız.