Selahattin Yetgin Şiirleri - Şair Selaha ...

Selahattin Yetgin

İncecik bileklerinden damlayan terli andı vakit
Aşk soluksuz kavrayışların dilaltındaki pastildi
Soğuktu utangaçlığın, yalancı masaldı aklındaki
Üşümüş bir yaprak gibiydi gövdendeki diri laleler
Eskimiş vapurlar geçiyordu kasvetli bakışlarından

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Aşkın hücresinde senli bir masaldır dinlediğim, yaşam kırık kürekli bir sal
Değiştirilemez yazgıların kilitli zindanlarındayım, aşktır sana yolculuğum yar
Varlığına adanmış bir bedendir taşıdığım, bu sevdanın şahidimiz olsun yıldızlar

Ben her şafakta sana döndüm ruhumu, asırlık bir tutkudur sana harlı yangınlar
Bir gece örülüşüydü senden arda kalanlar. O gecenin içindeki tanıdık siren sesleri gibiydi varlığımız ve bedenlerimize sarılışımız. Gönlümün kırık sözlerinden derlediğim besteler gibiydi ve sen duydun sesimi, bana geldin, ben seni duyarak kendime geldim. Evet, o yokluk ve birbirimize olan açlık saatlerinde ne çok şölenler kurmuştuk birbirimizden habersiz buralarda. Ne çok gelip gitmişsin yüreğimin ozan köşküne ve ne varsa yüreğinde, sonsuzluğa bir kilim gibi serpivermişsin.

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Uzun bir yalnızlık sızıyor yeşili az dallarımdan
İçimde bitmeyen bir davasın sen, gönlüm göçebe
Sesin imgelerimin uzak mercan kayalıklarında
Sen doruğumda mısın, koynumda mısın bilmem
İnce bir gülüş oyar ayak değmemiş kayalıklarımı

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Eski bir medeniyet düşünüşlerimizdeki senfoni
Kimi rüzgârın mevsimlerle dansı, kimi içsel tını
Her ne ise ismi, sararmış bir ömrün en son nefesi
Belki de etkisini yitiren yaşlı güneşin yansıması

Onurlu bir patika yüreğim, kaya çiçekleri gönlümde

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Aşina bir şiirim sana, kanayan yerlerimde sen varsın
Dilerim ki, gözlerin çiviliyken ruhuma, zaman aksın
Kaç bahar varsa ömrümde, sensiz olacaksa uğramasın
Çırılçıplak gel gecelerime, o an isterse, kıyamet kopsun

Sular çarpınca yüzüne göz kapaklarını aralarsın düşünüşlerin. Soruları raflara dizer, yüreğinin bağlarından koruk üzümler toplamaya çıkarsın. Her sabah taze umutların güneşiyle ışır yeryüzü, her gün devrilimiyle hüzün istila eder anlayacağın yüzü. Sevdanın ayrık otlarıyla yeşillenen bahçelerde mevsimlerin ruleti hep fesat yüreklerde estirir güzü.

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Ters bir rüzgâr sokulur az sonra yüreğimden içeri, arar yosun gözlerini
Unutuluşun şarkılarıyla kükrer için, süpürür çöpçüler yitmiş düşlerini
Gıcırdar aşkın köhnemiş kapıları, haylaz bir özleme dönerim yönümü
Kıymıklara karışıp denizlere açılırım, aşka adarım şu yorgun ömrümü.

Kırık bir rüzgâr sızar birazdan yüreğine, sarar bir ürpertiyle bedenini

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Çatal bir yol ayrımında rastladı azrail’e,
Kesildi Kıvırcık Ali’nin birden özü sözü
‘Gül tükendi, ben tükendim,’ gönül öksüz
Şafak sökecekti birazdan, türküler durdu.

Uzun geceden çıkmış, yorgundu ruhu

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Tut ki, aklının labirentlerine hiç dalmadım. Yüreğini okşayıp gökteki saklanan ayını ellerimle sana göstermedim.
Tut ki, korkularını, sevgilerini ve göz yaşlarını hiç anlamadım. Bir masal atına binerek ülkene asla uğramadım.
Tut ki ‘Mağrur Kelebek’, yüreğine asla sapmadım ve senin için kahrolmadım, üzülmedim. Bir dilek tutarak sevgiyi aramadım, aşka yakalanmadım.
Tut ki sevda bakışlım, ben seni gökteki yıldızlardan kıskanarak, bir savaş meydanında hiç savaşmadan kaybettim.

Seni tanımadan önce, ne gökteki yıldızların rengini, ne aynı gökteki ay’ın ışığını bilmiyordum. Gözlerindeki yıldızlara, yüreğindeki ay’a tutulmadan önce kendi kabuğunu kıramamış, kendi incisini hep aramış yaşlı bir balıkçı gibi, sarı denizlerde aşka kürek çekiyordum.

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Eskimiş suretinde günün
Saçımın zayıf halkasında rüzgâr
Ömrümün yokluk mevsiminde pişmanlıklar
Gönlümün mağrur tıpırtısında
Yağmur gövdemin tuzunu yıkıyor

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Ben, uzak bir aşkın eşkıyasıyım, yüreğimde puşt zemheri, günlüğümde anılar
Okşadıkça bir kadının sevdalı gönlünü, yorgun gövdemden içeri özlem dolar
Yangınlarla harlanan bir muştudur aşk, geri getirmez günleri yitirilmiş anlar
Hayat hüzünlü avuçlarımızdaki sığınaktır, günü gelince aşk gemileri de yakar

Hangi ucundan tutarsak aşk kokar ellerimiz ve hangi pencereden bakarsak Eylül bakar mevsimlerimiz İç çekişlerimiz, vakitsiz yitirdiklerimiz, yolunu beklediklerimiz, yaşanmamış sevinçlerimiz ve asla gelmeyenlerimiz Hangi umut yakarısına düş olmaz ki düşünüşlerimiz ve hangi paslı bıçaklarla doğranmaz ki vakti gelince sevdalı yüreklerimiz!

Devamını Oku