Selahattin Yetgin Şiirleri - Şair Selaha ...

Selahattin Yetgin

Aşkın saçaklarından meneviş bir mevsim sancıyor
Yalnızlığın dudağında, lirik türküler
Hadi! Sevda bakışlım
Takip et beni ölüme kadar
Çeyrek asırlık hüzünlerin penceresindeyim
Ruhumun asi sarhoşluğu geçmeden,

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Düşlerin dikişlerine umut sürüyor bir kız
Ayaklanmış gecelerin celsesinde ayrılık
Bin yıldır kapalı gözleri şafağa
Siyah gözlerinde çiçek polenleri
Kaldırımlar tutkuya bölünmüş
Issız düşünüşlerin sahnesinde

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Ruhum saklanıyor aşkın güvertesinde
Eksilmiş vakitlerin hicaz siperindeyim
Bir zaman çekirdeği namlu tetiğinde
Doyumsuz yaşamın son demindeyim

Keskin sirke biriktiriyorum yüreğimde

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Aşkın hücresinde senli bir masaldır dinlediğim, yaşam kırık kürekli bir sal
Değiştirilemez yazgıların kilitli zindanlarındayım, aşktır sana yolculuğum yar
Varlığına adanmış bir bedendir taşıdığım, bu sevdanın şahidimiz olsun yıldızlar

Ben her şafakta sana döndüm ruhumu, asırlık bir tutkudur sana harlı yangınlar
Bir gece örülüşüydü senden arda kalanlar. O gecenin içindeki tanıdık siren sesleri gibiydi varlığımız ve bedenlerimize sarılışımız. Gönlümün kırık sözlerinden derlediğim besteler gibiydi ve sen duydun sesimi, bana geldin, ben seni duyarak kendime geldim. Evet, o yokluk ve birbirimize olan açlık saatlerinde ne çok şölenler kurmuştuk birbirimizden habersiz buralarda. Ne çok gelip gitmişsin yüreğimin ozan köşküne ve ne varsa yüreğinde, sonsuzluğa bir kilim gibi serpivermişsin.

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Uzun bir yalnızlık sızıyor yeşili az dallarımdan
İçimde bitmeyen bir davasın sen, gönlüm göçebe
Sesin imgelerimin uzak mercan kayalıklarında
Sen doruğumda mısın, koynumda mısın bilmem
İnce bir gülüş oyar ayak değmemiş kayalıklarımı

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Eski bir medeniyet düşünüşlerimizdeki senfoni
Kimi rüzgârın mevsimlerle dansı, kimi içsel tını
Her ne ise ismi, sararmış bir ömrün en son nefesi
Belki de etkisini yitiren yaşlı güneşin yansıması

Onurlu bir patika yüreğim, kaya çiçekleri gönlümde

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Haylaz kırlangıç mevsimlerinde aşkın polenleriyle uçup gelsem ben yurduna
Özlemler sarsak sabırla biz, ölümüne yaşasak yasak gecelerin terli coşkusunu
Söz unutsa özünü, gül arasa tohumunu ve toprak belese bağrına sonsuzluğunu
Gözyaşlarımızın devasa denizlerinde yıkansa aşk, inkâr etmese sevda yontusunu

Bildik bir yaşam artığıdır bazen umut, tanıdık gülüşlerin raksıyla göğsümüzde korkusuzca sabahlar. Hicaz mutlulukların kelime sabırsızlığıyla örer bir tırtıl ağlarını, bir düğün kıyafeti gibi ipekten sözlerle yan gelip ölümü düşler. Madımak türküler ülküsüdür hayat, o bekleyiş duraklarında kısmetsiz döngülerle birbirini sobeler.

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Yorgun bir asadır ellerimdeki, yüreğim tutunsun diye seçmişim asırlar önce
Tenimin alaz yangınlarından kava döndü, ses çıkarmaz, dayar beni gönlünce
Dargın bir ışık demeti gibidir ufuk, gülümser sevgiyle gözlerimin penceresinde
Sevdalı ruhumun, çocuk yüreğimin kalıplarını saklar bir kadın insan yüreğinde


Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Bir köpek uluması şafakta
Kınını arıyor bir bıçak
Peşinde öfkeli gölgeler
Kan tutmuş namluyu
Vakitsiz bir sala semada
Hangi ihanetin hıçkırığıdır dildeki!

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Eskimiş bir ninni ruhumun tahta beşiğinde
Gönlümde ölmüş bir engereğin hazin çığlığı
Uzak kavimler geçiyor ikrardaki çöllerimden
Yaşlı bedenlerin soylu ellerinde asırlık tütsüler
İntizar var göğsümün hicranlı kelepçesinde
Sevdanın üzengisine tutunuyor aşkla kadınlar

Devamını Oku