Sevda hırçın bir denizdi düştüğüm
Yüzmesini bilemedim sevdiğim
Hercai cümleler oldu kördüğüm
Çözmesini bilemedim sevdiğim.
Havalar yağmurlu engini pustu
Sevda nedir bildiğini sanardın?
yaşamadan bilemezsin sevdiğim
ben bir sana, sen ellere yanardın
sen vefaya gelemezsin sevdiğim.
Olsada önümde çöller kup kuru
Bilemezsin bulut yokken yağmur ne?
Onu sen sor, yüreğime sevdiğim
Bir ateş ki iner daha derine
Düştü bir kor, yüreğime sevdiğim.
Sevda dedim; iki dağın arası
O kadar yüksekte sanma kendini
Sarp dağları duman bürür bilesin
Sakin sular yakar yıkar bendini
İtler ürür, kervan yürür bilesin.
Kem göz ile sakın eyleme nazar
Bu gönül yolunda tut ellerimden
selamı sabahı kesme sevdiğim
bir gizli sancı ki vurur derinden
ses verde sesini kısma sevdiğim.
Ay düşmüş geceydi içimde yerin
Buğulanır zaman, gözlerimde nem
İçimde çınlayan bir sesim olur
Vakit dedikleri bir başka sitem
Baktıkça hercai bir resim olur.
Razıyım yâr ile en zor çıkmaza
Tebessüm serpilmiş ay gibi çehre
bülbüller tünemiş sanki bu şehre
gülüşünden damlat bir hırçın nehre
gül bitsin düştüğü yerde sevdiğim.
Razıyım aşk ile yoğrulan derde
Kayıyor bulutlar, meçhule doğru
sevda sustu, nazı kaldı sevdiğim
çağırsam gelmez ki vefasız yıllar
ömür geçti, azı kaldı sevdiğim.
Dualarım düşer, kutlu sabaha
Belki benim gözlerimdi yanılan
Yüzünde parlayan nurmu sevdiğim
Selamsız sabahsız sendin anılan
Gururun önünde sur mu sevdiğim?
Bu nasıl iş, sevda sırrı çözülmez!
Sen gece yeryüzüne düşen dolunay'dın
Enginlerde filizlenen taze buğday'dın
Menekşenin renginde sen, denginde sen
Ah, nereye düşse bakışlarım, ordaydın.
Selâm olsun sana, ey ıssız dağların kızı!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!