Aşkın şarabını ruhuna katıp
Akıpta gelsen bir akşam üstü.
Çoban yıldızına bir göz uzatıp,
Bakıp ta gelsen bir akşamüstü.
Güneş topla o düşler ülkesinden
Akşamüstü gün düşerdi karanlığa
maviye boyanırdı yeryüzü
elaya boyanırdı gökyüzü gözlerin gibi
sular çekilirdi gözesine
güvercinler sinerdi dağların sinesine
kulaklarım düşerdi bir gece kuşunun sesine
Ellerimle kazıdım sevdamı ben
karşıdaki mor dağlara sevdiğim
bazen geçiyorum bu aziz serden
sanki yağar kor dağlara sevdiğim.
Ve düşün ki akşam üstü olanda
Akşam üstü rüzgâr hep hüzün kokar
İklimlerde adın yaz kara sevdam
Yağmurun gözyaşı ruhumu yıkar
Bu nadide sırrı çöz kara sevdam.
Elif desem, sen sin desen, belki Kaf
Alamet-i kübra bu olsa gerek
Acaip - acaip şeyler türedi
Kendi ecdadına sırtın dönerek
Özüne tüküren toylar türedi.
Bir olur mu eğri, dümdüz olanla?
Adın kaldı yârim, yürek celladı
Bu sevda yolunda var değilmisin?
Bir boşlukta çınlar, gönül feryadı
Kalbimde saklanan sır değilmisin?
Gülüşünden gül topladım sevdiğim
topladım demet demet
serptim yer yüzüne
yer yüzü oldu bahar
Adın ki titriyor kısık sesimde
Ak nehirler düştü dile sevdiğim
Ilık iklimlerde her bir mevsimde
Dudağın dokunmuş güle sevdiğim.
İçimde çağlayan hırçın bir selsin
Bir şeyde ısrar etme, nasip de geç
olana kadar
Aç avuçlarını rahmet çeşmesine
dolana kadar.
Bir gülün dikeni batmışsa eline
Yıkılır ya bazen, gönül sarayı!
Yâr bana seçtirdin akla karayı
Senden arta kalan kanlı yarayı
Bir seher vaktinde sar benim için.
Hicran yarası bu, kan damlar kana




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!