Bilmiyorsan eğer hak hakikati
Bütün ilimleri bilsen ne yazar!
Dosyalar elinde bekliyor ati
İpekler içinde ölsen ne yazar!
Aydınlığa çıkar her yolu Hakk'ın
Yanmış yüreğine bir yağmur yağar
Küllerinden bahar doğar üzülme!
Bir zerreye kodlanmış bu kâinat
Bir yüreğe dünya sığar üzülme!
Bir mektubu müjdeliyor yüceler
Vedasız, vefasız oldu mevsimler
Kanatlanıp gitti ilkbahar şimdi
Gözümde siyah beyaz kaldı resimler
En yüce dağların üstü kar şimdi.
Kesme ümidini erir karı dağların
Seni öyle sevmiştim ki önce garibine gitti.
Ve ben seni öyle sevmiştim ki
Alev alev yanan Kerem gibi,
çaresizmiş gibi, verem gibi
öz vatanım, yörem gibi
ananem, ilkem, törem gibi.
Sen nasıl sendin ki vazgeçilmezdin
Cennetten eğilen daldın sevdiğim
Bağlayıp bırakmaz sevda kemendin
Aklımı başımdan aldın sevdiğim.
Saklımda sessizce harlanan nardın
Bir güvercinin gözlerinde saklıydı gözlerin
bir suyun berraklığı kadar aydın yüreğin
gök mavisine dokunur ruhum, ruhunla
bir ateş damlar içine insanın zamanla
Elvan kaşların mürekkepten düşen damla
Anla beni toprak kokulu köylü güzeli anla!
Seninleydi ilk yağmura tutulduğum
Ah yürek düşüm!
yıllardır yörüngen de dönmüşüm.
Anadolunun bir köyünde seninle
Yaşamak isterdim...
Kırlarda koşmak isterdim seninle
Her dert ki bir risaledir, bilene!
O mânâyı çözüp, gözyaşını silene.
Vuslata gönülden gizli bir sevgi sızar
Başkasına açsam derdimi sahibi kızar.
Saffet çakır
Mahdut zamanlarda yaşıyorum
Taze bir çiğ gibi düşer gözyaşım zamansız
Saklım da kabuk tutmuş yara kanar amansız
Dümeni kırık gemi limana varır mı dersin!
Bir çöl yalnızlığı misali, içimde kedersin.
Sana küsemiyorum bir türlü, her nedense?
Elimde değil dedim ya sana meftunum işte!
Mor yanığı bir gül ek, yüreğinin köşesine ikimiz için
Aslında seninde konuşacağın çok şey var, sustun işte!
Sonra kan rengi geceler, devinir gözlerimde



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!