Öyle sevki, gül açsın içinde yara
Göz yaşın dönsün asi bir pınara
Şu bezm-i alemde yaksın da nara
Alsın götürsün beni Mevlaya doğru!
Dağlara dokundum dağlar da ağlar
Gülcenin gölgesinde
gülüşlerin düşmüştü kan rengine
Gözlerinde hala gurbet kokusu
Ellerin dokunurken boş duvarlara
Gamzenden süzülen hüznün bir öyküsü var.
Hala yollarımız dar, dağların üstü kar
Düşeceksin yollara düşeceksin
yağmurda, karda düşeceksin
En asi mevsim,
yokta varda, taş bağırda
belki yürek darda düşeceksin.
Ve bir gün sen çıkagelsen
düşler ülkesinden
Gözyaşlarımı yıkasan yağmurlarınla
dudağında kevserden damlalar
dilimde tütsülenen eski dualar
Bir sevda ki göze değdi
Kurşun geldi öze değdi
Kanamalı bir akşam ki
Yürek düştü köze değdi.
Dilden düşer leb-i cevher
Bir gün çıka gelsen bir seher vakti ansızın
hala sol yanımda bıraktığın sızın
sonra gülüşlerin düşse yıkasa yüreğimi
Bir bardak çay koysam ellerin kadar sıcak
gözlerime dokunsa nehir durusu gözlerin
bir eski yaraya dokunup dokunup ağlasak...
Seni unutmadım, yıllar geçti de
Sende beni sev de asla unutma!
Benim gibi içten bir ah çekip de
Başını bir güle yasla, unutma.!
Sendin benim derdim, hem de ilacı
Bazen bulutlarda küser geç yağmur yağar
Bazen geç olgunlaşır meyvalar
Yüreğine dipsiz denizler çöker
Bazen seni görmez olur aynalar.
Yürekte erirmiş dağ gibi buzullar
Zifiri bir gece ki yürek kafeste
Kulağım yağmurun düştüğü seste
Bir sen düş içime her bir nefeste
gayrı kimse beni bilmez Allah'ım.
Sen hep böyle gülümse türkü gözlüm!
Bir seher vakti usul usul çal gönül kapımı
Ağır ağır çık yüreğimin merdivenlerinden
Şimdi kalkar öksüz gemilerim yerinden
Bir selâm sana her sabah seherinden.
Akik damlası bakışların da o ulvi manâ



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!