Özgür iradenin resitali gibiydi bakışların
kör kütük düşüncelerin pençesinde ben kıvranırken
sen hâla gamzelerinde dantel örüyordun baharın.
Bilmem ki damlar mı yüreğinden bir eski sızı
ve süzülür mü gökyüzüne kızıl zambakların
Memleket yüreklim!
Buram buram toprak kokar yüreğin
Bir kuş düşse dalından,
bir çocuk ağlasa üzülürsün.
Kar yağsa vatanıma uzaklarda üşürsün
Kader, yüreğini yüreğime
Ben sana şiirler yazsaydım
Bir kayısı ağacının altında
Kuş cıvıltılarının senfonisiyle
Bir nehir kenarında
Gizlice gelip kapasaydın gözlerimi
Ellerinden tanısaydım seni
Belki bir gün
yedi verenler açarken
çıkar gelirsin haber vermeden
gün dağlara ermeden.
Serengetinin gizeminde
BEKLE İSTANBUL!
Mendilim elimde, bavulum hazır
Koyuldum yavaşça yola İstanbul
Yüreğinde bir yer aç, sevdaya nazır
Muhtaç etme beni güle İstanbul!
Aldırma! Ey gönül
Bu ayaza bu kışa
Bu aşılmaz yokuşa
Tipi boran olsa ne çıkar
pul pul taze yağan kar sende.
Seneler geçti de hala dargınsın
seni çözemedim, sen çöz istersen
önümden geçiyor ömür kervanı
son kez olsun söyle bir söz istersen.
Kalsın içimde gizemli kokun
İçimde vaveyla ve derbederim
ıslanır kirpiklerim bir senin için
Bir selâmın gelse biter kederim
Gel de bu halimi gör senin için...
Yazgımda gözyaşımı meğer silmek var
Mevsimler üşüdü bir hazan oldu
Gönül gözyaşını sil yavaş yavaş
Titreyen günlerin miadı doldu
Gözümde göründü yol yavaş yavaş.
Sevda dağlarında gülşenim biter
Gözümde gülleri saklı bir şehir
İçimde çağlayan bir mavi nehir.
gece ışıkları gibi düşerdin içime
kaybolurdu kasveti ruhumun
yol alırdım bir meçhule sessizce
dururdu saatler gün batımında



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!