Bir sabah olsun istiyorum.
Gün ışığı göstersin eski yüzünü.
Yalın bir toprak koksun hayat.
Ihlamurlar şifa dağıtsın dalında.
Sen emel çiçeklerinin kokusunu arzula.
İstiyorum ki,
Artık seninle olmayacağını biliyorum.
Çünkü ben artık, eskiden olduğu gibi koşamıyorum. Yürümek bile yoruyor beni.
Çok çabuk vaz geçmeye başladım, herşeyden herkesten.
Pes etmekten bahsetmiyorum ama, kalabalık insanlar istemiyorum hayatımda.
Bu yüzden de dik yukarıya çıkmak harcım değil.
Genç de değilim haliyle, iyice yaşlandı şu küçük kalbim.
Ezilmiş güller yetiştirdim balkonda
Çamaşırları iki ye bölüp astım
Çarpma bilmem ben
Ezber bozan hayatlardan
Eskiden olsa
Ağzı kulaklarına varan bir hikaye inanırdım.
Artık bütün kardelenler güneşe dönüyor yüzünü.
Yağmurlar kendi uykusunda..
Tamda böyle bir yağmurdan geçiyoruz
Sonra aynı beyazlıktan camlara kuş resimleri çiziyorum
Sular ispirto rengine dönüyor
Asık yüzlü bir imge gibi duran bu hayattan
tek yönlü bir geçiş olduğumu
söylüyorlar bana
Kalbime sesini iliştirip beklediğim telefonların
arka kısmından hiç konuşulmamış hüzünlerin iç sızısıyım ben
Sen türküler söylerken
ben kafiyesi bozuk şiirler yazmayı sevdim
Bu yüzden ya
ön sözlerim
Bazen de diğer kadınlar sokağa dökülür.
Ve bir çoğunun karpuz büyüklüğünde kocaman göğüsleri olur.
Pencere örtüsünü kaldıran yağmurdan bilirim.
Bir de annemin beyaz ellerinden.
Daha az önce gördüm!
Yokluğunda seni bu denli çok severken
Hem sana hem kendime zarar veriyorum
Aşk çirkinleştiriyor beni
Bir yalandan ibaret oluyorum
Ve artık bu kalp bana ait değil
Ölürsem bu günlerde
Kağıttan gemiler geçerken içimden
Bir tarafı eflatun şarkılar düşüyor dilime
Aklımda kalanları bir bir yazıyorum
Şiir diyorlar ama; değil
Göğsümde beyaz güvercinler beslediğim günlerden bilirim
eskiyen yerlere yama diktiğim yerleri
Baktığımız uzaklarda
deniz yoktu
El feneriyle kaplı duvarla çok konuştum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!