Bazı kadınlar vardır
Saçlarının her noktasına kadar hüzün kokarlar.
Sevdiler mi,
Sonuna kadar hakkını verirler aşkın.
Sabrederler,
Beklerler,
Farz et ki,
Bir şiirim yüreğin'de,
Gökyüzüsü olmayan illegal bir yağmur gibi.
Ve hangi mısraya düşsem ağlıyorum.
Ölümün adı aşk bende
Mavinin adı deniz.
Aslında yalnız bir kadınım ben.
Unutalı çok oldu gökyüzü beni.
Ve mavi denizlerde, ölü balıklar bulduğum o günden beri
Kendi kimsesizliğim saklar beni.
Çok eskidendi,
Gülümse demiştim kendime
Ben öyle hikaye de anlatıldığı gibi bir kadın değilim.
Begonvillerin kokusunu da bilmem.
Yastığımın altına sakladığım çakıl taşlarım vardır.
Deniz kenarından korkarım
Girmem içine.
Uzaktan bakarım hep.
İçinde ne olduğunu bilmeden
Kırılan omurga kemiklerimden duydum sesimi.
Her sayfa beyaz bir kapıya açılmıyor.
Bazen acının da rengini merak edip soruyorsun geçmişe.
Alnını uzatıp sarktığın bütün pencereler, ve geçtiğin bütün yollar
Geri dönüşü olmayan bir hücreye çıkıyor olsada.
Bir dal sigaram kaldı Mira!
İki parmak arası acı
Kalbimi büyüttüm bir sonbahar sabahında
Sığdırdım içinde ne varsa
Şimdi bir yabancının parmak izleri kaldı üstümde
Bak yağmurda çekildi kıyıma
Durusunda beklediğimiz bir akşamı izledim gün boyu
Ben mutlu olmak nedir bilmedim
Acının kaburgasından doğdum bir sabah
Annem çıplak bir kadındı
Ben eskiden de yağmuru çok severdim
Çakıl taşlarından bir hayat dizerdim parmak uçlarıma
Bulutlar ağladığında
ıslak elbiseler giydirirdim ruhuma
Sonra adımı değiştirirdim
Ah benim kaktüs dudaklı sevgilim,
Senin gümüşten gördüğün o rüyanın çok fazlasıyım.
Ki, güneşi ben doğurmadım
Nede yağmuru.
Rüzgar'ın işaret diliyle beslediği kuşları kırdınız.
Ben hiç aşk nedir bilmedim,
Tabi, senden öncekileri saymazsak eğer.
Köşe başlarında beklerken kızıl bir günün yorgunluğunu
Saçlarımı boyadım bir temmuz sıcağında
Bir sonbahar rengine.
Sen uyurken tebessüm ettim aynalarda kendime.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!