Gah denizde, gah ırmakta, gah gölde
Şaşkın ördek gibi yüzer Mustafam.
Perişan haline acıma gel de
Ordu, Samsun, Bafra gezer Mustafam.
Gitmedi havası suyu hoşuna,
ÖĞRETMEN ÖĞÜDÜ
Küçücüktüm sağ elime bir kalem,
Tutuşturdun güzel güzel yaz dedin.
O günden bu güne dur durak bilmem,
Besbelli iğneyle kuyu kaz dedin.
Yakma balıkların şirin canını,
Oltayı sana da atarlar aga.
Mevlam helal etmiş tamam kanını,
Birazcık ölçülü tutarlar aga.
Çıkılmaz ki balığa her havada,
Geçemezsen kıytırık imtihanı
Pataklarım; çocuk demem, kız demem.
Alamazsan yeterince puanı
“Yuh be” derim daha başka söz demem.
Günde yüz bin çiçek gezen arıyı
Aradığın mutluluğu Mutlu'da,
Bulmuşsun, yürekten tebrik ederim.
Çarşamba’dan uçuyorken umuda
Uzaktan kalbimle eşlik ederim.
Konyalı verecek bir asker sözü,
Döndük budanmamış kaba ağaca,
Göze batan dalımızı tut oruç.
Binmişiz freni patlak araca,
Umut sende yolumuzu tut oruç.
Açmamız gereken gözlerdir ama,
Bilirim her yerde rahat edersin,
Dişlerini sıkıp, dilini tutsan….
Her tarafa rahat rahat gidersin,
Neme lazımcılık yolunu tutsan….
Yüksekte yaşamak çetindir çetin,
Bir görünüp bir kaybolan üç şey var
Biri hayal, biri rüya, bir de sen.
Akıbet ettiniz beni ihtiyar
Biri zaman, biri dünya, bir de sen.
Dinle dedim şu aşığı bir soluk,
Yaş kemale erdi; bu günden sonra
Kimsenin nazıyla uğraşılmıyor.
Kabaysam da bakılmasın kusura,
İnsanın yozuyla uğraşılmıyor.
İyisiyle sorunum yok, inanın
Umudu konmaktır gelip dalına
Deli gönül kanat çırptı sevdaya.
Hiç bakmadan durumuna, halına
İşte tekrar bir göz kırptı sevdaya.
Gerçek bir melektir gülen yüzüyle,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!