Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • enterese20.05.2007 - 14:06

    Aslında 'ilgili olmak, alakadarlık' anlamındayken 'beni enterese etmez' (ilgilendirmez) anlamıyla olumsuz olarak kullanılıyor türkçede. Türevi olan 'enteresan' ise (ilgi çekici) anlamına geliyor.

  • usanmak20.05.2007 - 13:52

    'osanmak'.
    Bir şeye olan ilgisini kaybetmek...

    'Meyl eylemezem gayrısına; tövbeler olsun,
    Bu âna değin ettiğim isyandan usandım'

    Kuddusî.

  • vefa12.05.2007 - 20:49

    'Sözünü tutma, borcuna sadık olma.' diyor sözlük.
    Yani bir şeyin karşılığı olarak verilen/ödenen anlamına hâiz. Verilen bir sözdür ve bu sözü yerine getirmek 'vefâ'dır. Buraya kadar her şey normal. Bakıyoruz bu kökten türeyen diğer kelimelere; 'fiyat' karşımızda ilkin. Bir şeyin karşılığında ödenen demek ki anlam aynı hemen hemen; hatta tamamen.
    Diğeri 'ifâ'. Bu da aynı kökenden.Verilmiş bir sözü, dillendirilmiş bir vaadi yerine getirmek. 'Vefâ'nın vücud bulmuş hâli. Bir eylem bir ispat belki..
    Sonuncusu ve en mânidarı ise 'vefât'. Açıklamaya ne hâcet?
    Verilmiş bir sözü yerine getirmek. Heyhât biz yerine getirmesekte tahsil edilecek bir borç bu. Bir şeyin ödenen bedeli. Hayatın fiyatı; 'vefât'.
    'Allah'a bir can borcum var' deyişine de açıklık getiriyor bu tanımlar. Burada düğümlendi yazı...

  • altı kaval üstü şeşhane16.04.2007 - 16:41

    Var böyle doğru yazılış ve söylenişleri insanı şaşırtan deyim ve atasözleri. Bunu 'şişhâne' olarak bilirdim ki doğrusu 'şeşhâne' imiş. Fakat ömrümde 'Ane* gibi yâr, Bağdat gibi diyâr olmaz' atasözüne şaşırdığım kadar başka bir şeye şaşırmadım.
    Meğer Bağdat'a yakın bir yerde sarp bir uçurum varmış; ismi 'Ane'. Gerçekten 'Ane' uçurumu Bağdat'lıların görüp göreceği en sarp uçurum (yar) imiş. Ve bu atasözüde o uçurumdan türemiş;
    'Ane gibi yar, Bağdat gibi diyâr olmaz'..
    Daha neler göreceğiz bakalım...

  • emel sayın08.04.2007 - 17:10



    Farsça söylüyor..

  • yasak aşk08.04.2007 - 14:04

    Aşk-ı memnû..

  • kabul görmek08.04.2007 - 13:58

    Yüz yüze gelmek, yüzünü dönmek, yüzleşmek
    Almak, benimsemek, direnmemek, misafir etmek, konukseverlik göstermek..
    'k-b-l' fiilinin lügat anlamları bunlar..
    Ve 'kıble' kelimesi de aynı köktendir..

  • Münacat08.04.2007 - 13:29

    Doğru yazılışı 'münâcaat' olmakla birlikte akla Elmalılı Hamdi Yazır'ın hâlen câmiilerde İmam Efendilerce edilen duası gelmiştir;

    'Hamdini sözüme sertâc ettim, Zikrini kalbime mî'rac ettim, Kitâbını kendime minhâc ettim. Ben yoktum var ettin, varlığından haberdar ettin, aşkınla gönlümü bîkarâr ettin.
    Inayetine sığındım, kapına geldim, hidayetine sığındım lütfuna geldim, kulluk edemedim afvına geldim.
    Şaşırtma beni dogruyu söylet, neş'eni duyur, hakikati ögret.
    Sen duyurmazsan ben duyamam, sen söyletmezsen ben söyleyemem, sen sevdirmezsen ben sevdiremem. Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini.
    Sevdin habibini kainata sevdirdin: Sevdin de hil'at -i risaleti giydirdin, Makam-ı İbrahim'den Makam-ı Mahmuda erdirdin. Server-i asfiya kıldın. Hatem-i enbiya kildın. Muhammed Mustafa kildin.
    Salat-ü selam, tahiyyat-ü ikram, her türlü ihtiram ona, onun Al-i Ashab-u etbaina ya Rab! Amin... '

  • duygulanmak08.04.2007 - 13:18

    Burun kemiğinin sızlaması.

  • mavi gül08.04.2007 - 13:16

    Az biraz çiçeğe, bilumum börtü-böceğe olan alâkam sebebiyle üretimine bizzat şahid olduğum güldür. Şöyle ki;
    Kırmızı güller seradan standart ölçüde kesilerek toplanır, ve içi 'mavi boya' ile karıştırılmış su dolu bir kovaya konulur. Yaklaşık 2-3 saat sonra güllerimiz mavi hâle gelir.