Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • yorum29.03.2005 - 13:58

    bilir bilmez fark etmez gel kafana göre takıl yap yorumunu yoksa

    bu vesile ile günümüze yeni anlamlar katan devlet erkanımıza hayırlı çalışmalar diler başarılı olmalarını temenni eder
    aynı gemide olduğumuzu hatırlatırz
    saygılar

    olum çay söyle

  • yalan29.03.2005 - 13:55

    gerçeğin ta kendisi herkesin hayatı yalan olduğuna göre yalan bir gerçek olgudur
    bu vesileyle gerçeği inkar edenleri kınıyoomm

  • şeytan29.03.2005 - 13:54

    dün gece beni aytenle başbaşa görenleri de kınıyoom ben bi kere aytenle değil saziye ileydim sonra yanımızda zehra da vardı

  • uyku29.03.2005 - 13:52

    seni ne kadar severim bilirsin şöyle 30-35 saat pc başında gözler uçtuktan sonra seninle 12-15 saatlik birlikteliğimiz yok mu bi başkasın sen ya

  • şeytan29.03.2005 - 13:50

    benim adıma şeytan diyor ki diyerek beyanat verenleri kınıyorum ben onları demedim
    imza şeytan

  • insan29.03.2005 - 13:49

    insan ins den mi gelir ya ins den gelmezse ahmed hulusi nereden çıkarır bunları

  • şeytan diyor ki29.03.2005 - 13:47

    bak oluum memet sen daha küçüktün bilmezsin bu işleri ama herkes götürdü götüreceğini bana iftirası kaldı hepsine maddi manevi tazminat açaçağım öyle bilsinler

    bu vesileyle canla başla yığılı dosyarın arasında görevlerini yapmaya çalışan yargı mensuplarına saygılarımı sunarım

  • merhaba29.03.2005 - 13:44

    yeni günün başladığını size haber verilmesini sağlayan selamlaşma saat 13' e kadar yatılır mı lan eşek
    bu vesile ile babama babalar gününde hediye almayacağım

  • ilyada29.03.2005 - 03:28

    homeros homur homur ederken kaleme alınmış bir eser bu nedenle eseri okurken homurtular yükselirse şaşırmayın

  • favori şiirlerim29.03.2005 - 03:21

    ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE


    Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
    En kesif orduların yükleniyor dördü beşi

    Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
    Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

    Ne hayasızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
    Nerde gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupa'lı'

    Dedirir, yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
    Varsa gelmiş, açılıp mahpesi, yahut kafesi!

    Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak
    Boşanır sırtlara vadilere sağnak sağnak.

    Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller,
    Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.

    Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
    Sürü halinde gezerken sayısız teyyare.

    Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler,
    Kahraman orduyu seyret ki, bu tehdide güler!

    Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
    Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?

    Hangi kuvvet onu, haşa edecek kahrına ram?
    Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkam

    Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar taşlar...
    O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar,

    Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor;
    Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!

    Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker,
    Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

    Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi,
    Bedr'in aslanları ancak bu kadar şanlı idi.

    Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
    'Gömelim gel seni tarihe' desem sığmazsın.

    Hercümerc ettiğin edvara da yetmez o kitap
    Seni ancak ebediyetler eder istiab.

    'Bu taşındır' diyerek Kabe'yi diksem başına,
    Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına,


    Sonra gök kubbeyi alsam da rida namiyle
    Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle

    Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan
    Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan.

    Sen bu avizenin altında bürünmüş kanına
    Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına.

    Türbedarın diye ta fecre kadar bekletsem,
    Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem.

    Tüllenen magribi akşamları sarsam yarana,
    Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana...


    Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber,
    Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

    Mehmet Akif Ersoy