SARIL BANA Bu yaşıma geldim içimde bir çocuk hala Sevgiler bekliyor sürekli senden. İnsanın bir yanı nedense hep eksik Ve o eksiği tamamlayayım derken, Var olan aşınıyor zamanla.
Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.
Anıların kar topluyor inceden, Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne. Ama yine de unutuş değil bu, Sızlatıyor sensizliği tersine. Senin kim olduğunu bile bilmezken.
Sanki ekonomi, enflasyon, işsizlik, sağlık eğitim, dış politika ve diğer sorunlar halledilmiş de tek dert o kalmış gibi son günlerde partileri bir "başörtüsü" telaşıdır almış gidiyor.
Partilerdeki bu işgüzarlık toplumun tüm kesimlerine yansıyor ve biri kalkıp şu sözleri ediveriyor: "Giyiniyor ama açıktan daha cazip hale geliyor. Başını örtüyor, giyiniyor fakat öyle renklerle, öyle şekillerle ve öyle bir güzellik vererek, estetik değil cazibe vererek bunu yapıyor ki açık olsaydı belki o kadar dikkati çekmeyecekti."
İşin İlginçliği ise, bunu söyleyenin sıradan bir imam veya sokaktan geçen herhangi bir kişi değil, bir İslam Hukuku Profesörü olması!
Yani kafalar belden aşağı çalıştıkça ve niyet bozuk olduğu sürece, kadınlar için açılsalar da kapansalar da karanlık radarlardan kurtuluş yok.
VANTİLATÖR Masal bu ya, Pinokyo ölmüş ve doğru cennete gitmiş. Cennetin kapısında bir meleğin gözetiminde sırasını beklerken, saatlerle dolu bir oda görmüş ve sormuş: - Bu oda ne böyle? - Aile odanız... Her ailenin sağken yaptıklarının kayıtlarının tutulduğu özel odası vardır burada.
- Ya bu saatler? - Bunlar yalan saatleri...Dünyadaki herkesin bir yalan saati vardır ve her yalan söyleyişlerinde saatlerindeki ibre hareket eder.
Pinokyo, - Anladım, demiş, mesela bu kimin saati? - O, senin annenin saati...İbre sabit, yani annen hiç yalan söylememiş.
Pinokyo'nun hoşuna gitmiş tabii... Sormaya devam etmiş: - Bu üç hareketli saat kimin? - O senin babanın saati...Üç kere yalan söylemiş.
Sonunda sabırsızlıkla sormuş Pinokyo: - Peki benim saatim nerede?
Melek soğukkanlılıkla cevap vermiş: - Senin saatin cehennemin müdüriyet bürosunda...
Pinokyo şaşırmış: - Ama neden? Melek gülümsemiş: - Müdür bey onu vantilatör olarak kullanıyor.
Haberlere bakılırsa, son zamanlarda değişik kamu kurumlarında çalışanlardan promosyonla ilgili çok sayıda şikayet yükseliyor... muş.
Mesela, bir bakanlıkta giyim yardımından “yararlanacaklar” listesinde teknik personel dışında kimler varmış biliyor musunuz? Şunlar varmış: Bakan Bakan Yardımcısı Genel Müdürler Başkanlar Bakan müşavirleri Daire başkanları ve bu tür usulsüzlükleri denetlemekle görevli Bakanlık müfettişleri…
Günaydın Mekan :))
Biraz "hayat dersleri"ne ne dersiniz?
SARIL BANA
Bu yaşıma geldim içimde bir çocuk hala
Sevgiler bekliyor sürekli senden.
İnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlayayım derken,
Var olan aşınıyor zamanla.
Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.
Anıların kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.
Sevgiden caydığım yerde darıl bana.
METİN ALTIOK
Alo Desidero, çık aradan :))
"Açıktan daha cazip örtülüler var.”
KAPALILAR DİKKAT
SIRA SİZE GELIYOR!
Sanki ekonomi, enflasyon, işsizlik, sağlık eğitim, dış politika ve diğer sorunlar halledilmiş de tek dert o kalmış gibi son günlerde partileri bir "başörtüsü" telaşıdır almış gidiyor.
Partilerdeki bu işgüzarlık toplumun tüm kesimlerine yansıyor ve biri kalkıp şu sözleri ediveriyor:
"Giyiniyor ama açıktan daha cazip hale geliyor. Başını örtüyor, giyiniyor fakat öyle renklerle, öyle şekillerle ve öyle bir güzellik vererek, estetik değil cazibe vererek bunu yapıyor ki açık olsaydı belki o kadar dikkati çekmeyecekti."
İşin İlginçliği ise, bunu söyleyenin sıradan bir imam veya sokaktan geçen herhangi bir kişi değil, bir İslam Hukuku Profesörü olması!
Yani kafalar belden aşağı çalıştıkça ve niyet bozuk olduğu sürece, kadınlar için açılsalar da kapansalar da karanlık radarlardan kurtuluş yok.
Yürüyen üç aptal, oturan üç bilgeden daha çok yol alır. (Çin Atasözü)
LAZCA DÖKTÜRMECELER
- Eğer karadeniz kızına kafa tutayisan, ya çok yağlu yidun ve dilun kayayi... ya da mermidan daha hızlı koşayisun.
– Sevduğuni alamadiysan, alduğinu sevecesun.
– İçune atarsun ama içunden atamazsun.
- Baktun olmayu, bakmayacasun.
GECEYİ KARŞILARKEN...
VANTİLATÖR
Masal bu ya, Pinokyo ölmüş ve doğru cennete gitmiş. Cennetin kapısında bir meleğin gözetiminde sırasını beklerken, saatlerle dolu bir oda görmüş ve sormuş:
- Bu oda ne böyle?
- Aile odanız... Her ailenin sağken yaptıklarının kayıtlarının tutulduğu özel odası vardır burada.
- Ya bu saatler?
- Bunlar yalan saatleri...Dünyadaki herkesin bir yalan saati vardır ve her yalan söyleyişlerinde saatlerindeki ibre hareket eder.
Pinokyo,
- Anladım, demiş, mesela bu kimin saati?
- O, senin annenin saati...İbre sabit, yani annen hiç yalan söylememiş.
Pinokyo'nun hoşuna gitmiş tabii...
Sormaya devam etmiş:
- Bu üç hareketli saat kimin?
- O senin babanın saati...Üç kere yalan söylemiş.
Sonunda sabırsızlıkla sormuş Pinokyo:
- Peki benim saatim nerede?
Melek soğukkanlılıkla cevap vermiş:
- Senin saatin cehennemin müdüriyet bürosunda...
Pinokyo şaşırmış:
- Ama neden?
Melek gülümsemiş:
- Müdür bey onu vantilatör olarak kullanıyor.
BAKANA GİYİM YARDIMI???
Haberlere bakılırsa, son zamanlarda
değişik kamu kurumlarında çalışanlardan promosyonla ilgili çok sayıda şikayet yükseliyor... muş.
Mesela, bir bakanlıkta giyim yardımından “yararlanacaklar” listesinde teknik personel dışında kimler varmış biliyor musunuz? Şunlar varmış:
Bakan
Bakan Yardımcısı
Genel Müdürler
Başkanlar
Bakan müşavirleri
Daire başkanları
ve
bu tür usulsüzlükleri denetlemekle görevli Bakanlık müfettişleri…
Haberu okuyunca yüzüm kızardı.
Ya sizin?
AĞŞAMA NE YİYEK LO?
Püşürük çorbası (Hamur takviyeli)
Yufkaya sarılı Yılan balığı
Kaz ciğeri (Miso sos ve kumkat ile)
Mafiş tatlısı (Rumeli usulü)