Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Prenses Stephanie sizce ne demek, Prenses Stephanie size neyi çağrıştırıyor?

Prenses Stephanie terimi Osman Aslan tarafından tarihinde eklendi

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    'Hey' dergisinin 5 Temmuz 1986 tarihli 27. sayısında, "Kapaktaki Güzel" ibaresiyle şarkıcı Prenses Stephanie röportajı yayınlanmış.

    STEPHANIE İLE DOBRA DOBRA Stephanie Marie Grimaldi, Monako Sarayı'nın, Prenses Graca Patricia (Grace Kelly) ve Prens Rainer’in en küçük çocuğu... Şu sıralar 21 yaşını süren, saray protokolünden uzak, özgür yaşamayı seçen Prenses Stephanie modellik ve şarkıcılıktan sonra şimdi de sinema oyunculuğuna soyunuyor...

    Kısa bir süre önce Hint Okyqnusu'ndaki Mauritius Adası'nda geçirdiği tatilden dönen Stephanie, ayağının tozuyla Paris'te bir basın toplantısına katıldı, beraberinde kucağından inmek bilmeyen sevimli bir süs köpeği olduğu halde.

    SORU: Hep yenilik arayışı içindesiniz. Kendinize değişik uğraşlar edinmeden yapamıyorsunuz. Bikini stilistliği, koleksiyonculuk... Kısa bir süre önce de günde 20 bin mark kazanan podyumların en gözde mankenlerinden biriydiniz. Şimdi ise şarkıcı olmayı seçtiniz, neden?
    STEPHANIE: Şarkıcı olacağımı hiç sanmıyordum. Bir gün eğlence olsun diye yakın bir dostumun plak stüdyosuna girdim. Ve yine onun ısrarı üzerine deneme kayıtlan yaptık. Sonuçta oldukça başarılı olduğumu görerek şansımı denemeye karar verdim.

    SORU: Plak yapmak için ne kadar çalışma yaptınız?
    STEPHANIE: Dört ay.

    SORU: Dört ay bir plak için fazla değil mi?
    STEPHANIE: Çok zamana gereksinimim vardı. Öyle ya bu işte oldukça yeniydim ve kendimi yetiştirmem gerekiyordu.

    SORU: Müzik öğretmeniniz var mıydı?
    STEPHANIE: Hayır. Yalnızca yapımcım bana yardımcı oldu. Her şeyi ondan öğrendim diyebilirim. Her gün stüdyoya kapanarak saatlerce yılmadan çalıştım.

    SORU: Babanız yeni mesleğiniz için ne söylüyor?
    STEPHANIE: Bu konuda hiçbir problemim olmadı. O da benim gibi memnun gözüküyor.

    SORU: Geçenlerde bir yayın organında, müzik eleştirmeni Nadia Lacoste tarafından yapılan bir yorumda, sesinizin hiç de iyi olmadığı, bu sesle hiçbir yere varamayacağınız hakkında bir yazı yayınlandı. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
    STEPHANIE: Bunu ilk kez sizden duyuyorum. Eğer gerçekse ben de ona bir şeyler söylemek isterim.

    SORU: Fotomodelliğe devam edecek misiniz?
    STEPHANIE: Şimdilik bir şey söylemek için henüz çok erken. Modelliğe yalnızca bir eğlence olsun diye başladım. Daha sonra başka şeylere de ilgi duyarak o alanlara kaydım.

    SORU: Bunu açıklayabilir misiniz?
    STEPHANIE: Bikini stilistliği... İlgi alanlarımdan yalnızca biri.

    SORU: Fotomodellik yapmanız babanızı rahatsız ediyormuş... Doğru mu?...
    STEPHANIE: İnanını her şey önceleri bambaşka başladı. Ta ki boy boy fotoğraflanm gazete ve dergilere malzeme oluncaya kadar. Bir de buna gerçek dışı haberler eklenince olay değişik boyutlar kazandı ve babamın şimşeklerini üzerime çektim.

    SORU: Marlene Dietrich, "Beni fotoğraflarım mahvetti." demişti. Yoksa sizde mi aynı fikri onunla paylaşıyorsunuz?
    STEPHANIE: Belki, evet... Bir günde tam 50 fotoğraf benim için çok fazla.

    SORU: Basının karşısında olduğunuzu söyleyebilir miyiz?
    STEPHANIE: Muhakkak, önce yanıma sokulup kibarca izin istiyorlar sonra da altına koydukları yazıyla konuyu saptırıyorlar.

    SORU: Bu olayların Monako’yu etkilediği muhakkak. Yalnızca sizin değil örneğin babanızın gayri meşru bir oğlu olduğu, Liz Taylor ile evleneceği hakkında haberler, basında çıktı. Bunlara karşı tepkileriniz nasıl oluyor, hiç dava açmayı düşündünüz mü?
    STEPHANIE Babam büyük bir hoşgörü sahibidir. Şimdiye kadar dava açmayı aklının ucundan bile geçirmedi. Ancak her şeyin bir sınırı var.

    SORU: Siz ve kardeşleriniz genellikle ünlülerle birlikte oldunuz. Ağabeyiniz Gregory Peck'in kızı "Hanedan” dizisinin gözde oyuncularından Catherine Oxenberg ile, ablanız Roberto Rossellini ile, siz de Alain Delon ve Jean-Paul Belmondo’nun oğullarıyla beraber oldunuz. Arkadaşlannızı hep ünlü kesimden mi seçersiniz?

    STEPHANIE: Bunun öncelikle bir rastlantı olduğunu söyleyebilirim. Tabii bunda bulunduğumuz çevrenin de etkisi büyük.
    SORU: Arkadaşlarınızla birlikte olduğunuzda, örneğin romantik bir akşam yemeğinde, yanınızda korumalarınız olduğu halde yemek yemek pek hoş olmasa gerek?

    STEPHANIE: Koruma mı ne koruması, benim şahsıma ait korumam hiç olmadı.
    SORU: Yani "Hiç korumam yok” demek mi istiyorsunuz?

    STEPHANIE: Geçici olarak belki, o da çevrem insanlar tarafından sarıldığı anlarda.
    SORU: O halde saldırıya uğramaktan korkmuyorsunuz?

    STEPHANIE: Hayır, korkmam... Ama bazen ailemi de düşünmek zorundayım.
    SORU: 1984 Ekim'inde başınızdan bir olay geçti. Bir kadın ve bir adam tarafından bir bodrum katında garajda sıkıştırıldınız...

    STEPHANIE: Evet, soğuk kanlılığımla olayı atlattım, Onlara, ”Ailemin bir cesede verecek parası yok." diyerek ellerinden kurtuldum.

    SORU: Mauritius Adası'nda hem tatil yaptınız hem de gölgesi hiç eksik olmayan bir genç kızı oynadığınız video çekimlerinde rol aldınız. Gelecek için bu yönde bir planınız var mı?
    STEPHANIE: Bir sinema oyuncusu olarak mı?

    SORU: Evet...
    STEPHANIE: Şimdilik değil, ama gelecekte neden olmasın! Şu an hem şarkıcılık hem de oyunculuk benim için çok fazla.

    SORU: Hiç film teklifi aldınız mı?
    STEPHANIE: Evet, hatta birçok senaryo bile okudum. Yönetmenler beni annemle bir kefeye koymak istiyorlar. Bense sinema oyunculuğu dersi almadan film çevirmek istemiyorum.

    SORU: Amerikalı modacı Richard Blackwell tarafından yapılan seçimde, 1985 yılının en kötü giyinen kadını arasında, Joan Collins ve Madonna'nın da önünde yer aldınız. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
    STEPHANIE: Ben aynı fikirde değilim. Mücevherler içinde kaybolmuş cici hanımlar gibi giyinme yerine, daha rahat ve pratik olduğu için tişört ve blucinleri tercih ediyorum.

    SORU: Avrupalı öteki kraliyet aileleriyle görüşüyor musunuz?
    STEPHANIE: Hayır, asla onlarla ilişkiye girmek istemem.

    SORU: Neden, size sıkıcı mı geliyorlar?
    STEPHANIE: Evet, onlar gibi kraliyetin katı protokol kuralları arasında kaybolmak istemiyorum. Özellikle İngiliz Kraliyet Ailesi'ne acıyorum. Yaşamdan hiçbir şey beklemeden kurallara boyun eğiyorlar. Sıkıcı bir yaşantıları olmalı.

    Derleyen: Lokman Yavuz (Hey / 5 Temmuz 1986 / Sayı: 27)

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    'Hey' dergisinin 5 Temmuz 1986 tarihli 27. sayısında, "Kapaktaki Güzel" ibaresiyle şarkıcı Prenses Stephanie röportajı yayınlanmış.

    STEPHANIE İLE DOBRA DOBRA Stephanie Marie Grimaldi, Monako Sarayı'nın, Prenses Graca Patricia (Grace Kelly) ve Prens Rainer’in en küçük çocuğu... Şu sıralar 21 yaşını süren, saray protokolünden uzak, özgür yaşamayı seçen Prenses Stephanie modellik ve şarkıcılıktan sonra şimdi de sinema oyunculuğuna soyunuyor...

    Kısa bir süre önce Hint Okyqnusu'ndaki Mauritius Adası'nda geçirdiği tatilden dönen Stephanie, ayağının tozuyla Paris'te bir basın toplantısına katıldı, beraberinde kucağından inmek bilmeyen sevimli bir süs köpeği olduğu halde.

    SORU: Hep yenilik arayışı içindesiniz. Kendinize değişik uğraşlar edinmeden yapamıyorsunuz. Bikini stilistliği, koleksiyonculuk... Kısa bir süre önce de günde 20 bin mark kazanan podyumların en gözde mankenlerinden biriydiniz. Şimdi ise şarkıcı olmayı seçtiniz, neden?
    STEPHANIE: Şarkıcı olacağımı hiç sanmıyordum. Bir gün eğlence olsun diye yakın bir dostumun plak stüdyosuna girdim. Ve yine onun ısrarı üzerine deneme kayıtlan yaptık. Sonuçta oldukça başarılı olduğumu görerek şansımı denemeye karar verdim.

    SORU: Plak yapmak için ne kadar çalışma yaptınız?
    STEPHANIE: Dört ay.

    SORU: Dört ay bir plak için fazla değil mi?
    STEPHANIE: Çok zamana gereksinimim vardı. Öyle ya bu işte oldukça yeniydim ve kendimi yetiştirmem gerekiyordu.

    SORU: Müzik öğretmeniniz var mıydı?
    STEPHANIE: Hayır. Yalnızca yapımcım bana yardımcı oldu. Her şeyi ondan öğrendim diyebilirim. Her gün stüdyoya kapanarak saatlerce yılmadan çalıştım.

    SORU: Babanız yeni mesleğiniz için ne söylüyor?
    STEPHANIE: Bu konuda hiçbir problemim olmadı. O da benim gibi memnun gözüküyor.

    SORU: Geçenlerde bir yayın organında, müzik eleştirmeni Nadia Lacoste tarafından yapılan bir yorumda, sesinizin hiç de iyi olmadığı, bu sesle hiçbir yere varamayacağınız hakkında bir yazı yayınlandı. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
    STEPHANIE: Bunu ilk kez sizden duyuyorum. Eğer gerçekse ben de ona bir şeyler söylemek isterim.

    SORU: Fotomodelliğe devam edecek misiniz?
    STEPHANIE: Şimdilik bir şey söylemek için henüz çok erken. Modelliğe yalnızca bir eğlence olsun diye başladım. Daha sonra başka şeylere de ilgi duyarak o alanlara kaydım.

    SORU: Bunu açıklayabilir misiniz?
    STEPHANIE: Bikini stilistliği... İlgi alanlarımdan yalnızca biri.

    SORU: Fotomodellik yapmanız babanızı rahatsız ediyormuş... Doğru mu?...
    STEPHANIE: İnanını her şey önceleri bambaşka başladı. Ta ki boy boy fotoğraflanm gazete ve dergilere malzeme oluncaya kadar. Bir de buna gerçek dışı haberler eklenince olay değişik boyutlar kazandı ve babamın şimşeklerini üzerime çektim.

    SORU: Marlene Dietrich, "Beni fotoğraflarım mahvetti." demişti. Yoksa sizde mi aynı fikri onunla paylaşıyorsunuz?
    STEPHANIE: Belki, evet... Bir günde tam 50 fotoğraf benim için çok fazla.

    SORU: Basının karşısında olduğunuzu söyleyebilir miyiz?
    STEPHANIE: Muhakkak, önce yanıma sokulup kibarca izin istiyorlar sonra da altına koydukları yazıyla konuyu saptırıyorlar.

    SORU: Bu olayların Monako’yu etkilediği muhakkak. Yalnızca sizin değil örneğin babanızın gayri meşru bir oğlu olduğu, Liz Taylor ile evleneceği hakkında haberler, basında çıktı. Bunlara karşı tepkileriniz nasıl oluyor, hiç dava açmayı düşündünüz mü?
    STEPHANIE Babam büyük bir hoşgörü sahibidir. Şimdiye kadar dava açmayı aklının ucundan bile geçirmedi. Ancak her şeyin bir sınırı var.

    SORU: Siz ve kardeşleriniz genellikle ünlülerle birlikte oldunuz. Ağabeyiniz Gregory Peck'in kızı "Hanedan” dizisinin gözde oyuncularından Catherine Oxenberg ile, ablanız Roberto Rossellini ile, siz de Alain Delon ve Jean-Paul Belmondo’nun oğullarıyla beraber oldunuz. Arkadaşlannızı hep ünlü kesimden mi seçersiniz?

    STEPHANIE: Bunun öncelikle bir rastlantı olduğunu söyleyebilirim. Tabii bunda bulunduğumuz çevrenin de etkisi büyük.
    SORU: Arkadaşlarınızla birlikte olduğunuzda, örneğin romantik bir akşam yemeğinde, yanınızda korumalarınız olduğu halde yemek yemek pek hoş olmasa gerek?

    STEPHANIE: Koruma mı ne koruması, benim şahsıma ait korumam hiç olmadı.
    SORU: Yani "Hiç korumam yok” demek mi istiyorsunuz?

    STEPHANIE: Geçici olarak belki, o da çevrem insanlar tarafından sarıldığı anlarda.
    SORU: O halde saldırıya uğramaktan korkmuyorsunuz?

    STEPHANIE: Hayır, korkmam... Ama bazen ailemi de düşünmek zorundayım.
    SORU: 1984 Ekim'inde başınızdan bir olay geçti. Bir kadın ve bir adam tarafından bir bodrum katında garajda sıkıştırıldınız...

    STEPHANIE: Evet, soğuk kanlılığımla olayı atlattım, Onlara, ”Ailemin bir cesede verecek parası yok." diyerek ellerinden kurtuldum.

    SORU: Mauritius Adası'nda hem tatil yaptınız hem de gölgesi hiç eksik olmayan bir genç kızı oynadığınız video çekimlerinde rol aldınız. Gelecek için bu yönde bir planınız var mı?
    STEPHANIE: Bir sinema oyuncusu olarak mı?

    SORU: Evet...
    STEPHANIE: Şimdilik değil, ama gelecekte neden olmasın! Şu an hem şarkıcılık hem de oyunculuk benim için çok fazla.

    SORU: Hiç film teklifi aldınız mı?
    STEPHANIE: Evet, hatta birçok senaryo bile okudum. Yönetmenler beni annemle bir kefeye koymak istiyorlar. Bense sinema oyunculuğu dersi almadan film çevirmek istemiyorum.

    SORU: Amerikalı modacı Richard Blackwell tarafından yapılan seçimde, 1985 yılının en kötü giyinen kadını arasında, Joan Collins ve Madonna'nın da önünde yer aldınız. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
    STEPHANIE: Ben aynı fikirde değilim. Mücevherler içinde kaybolmuş cici hanımlar gibi giyinme yerine, daha rahat ve pratik olduğu için tişört ve blucinleri tercih ediyorum.

    SORU: Avrupalı öteki kraliyet aileleriyle görüşüyor musunuz?
    STEPHANIE: Hayır, asla onlarla ilişkiye girmek istemem.

    SORU: Neden, size sıkıcı mı geliyorlar?
    STEPHANIE: Evet, onlar gibi kraliyetin katı protokol kuralları arasında kaybolmak istemiyorum. Özellikle İngiliz Kraliyet Ailesi'ne acıyorum. Yaşamdan hiçbir şey beklemeden kurallara boyun eğiyorlar. Sıkıcı bir yaşantıları olmalı.

    Derleyen: Lokman Yavuz (Hey / 5 Temmuz 1986 / Sayı: 27)

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    Şubat 1987'de yayın hayatına başlayan, Türkiye'nin en köklü müzik ve gençlik dergisi Blue Jean'in ilk sayısının kapağında yer almıştır ayrıca..

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    Stephanie , çocukluğumun en güzel şarkıcılarından biriydi; daha doğrusu bu işi hobi olarak yapan Monako prensesiydi . Annesi ise Hollywood'un gelmiş geçmiş en ünlü ve de güzel artistlerinden Grace Kelly'dir. Grace Kelly, sinema kariyerinin doruğa ulaştığı dönemde; Monako prensi Rainer'la evlenerek Holywood'a veda etmiştir. Ne yazık ki güzel artist; yanında küçük kızı Stephanie (prenses) varken, arabayla uçurumdan yuvarlanarak geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybederken, Stephanie ise şans eseri kazadan yaralı kurtulmuştur. Belki de onun bu kadar mahzun, içe kapanık ve de kaprisli olması annesini erken yaşta kaybetmesinden kaynaklanmaktadır.

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    1986 çıkışlı 'Irresistible' parçası her türlü övgüye değerdir..

  • Zeytin Zeytin
    Zeytin Zeytin

    stephanie de monaco