Oda kapkaranlık. Yerde; normalde kitaplığında durması gereken bir sürü ıvır zıvır. Birkaç cam kırığı; ayın pencereye vuran loş ışığından yansıyarak göze çarpıyor. Telefondan iç gıcıklayıcı, mekanik aralıklarla tekrarlanan bir seda işitiliyor usulca. Sonra saatin hiç durmayan, gerilim temalı tik-takları. İki üç parça giysi kabataslak savrulmuş yatağın üzerine. Karanlık yeknesak sürdürürken sessizlik dolu çığlığını, pıhtılaşmış bir kan kokusu dolduruyor odayı. Ayın dingin ihtişamı bu kez bir bıçağı hedef alıyor. Bıçağın ucunu taptaze, kıpkırmızı kan damlaları işgal etmiş. Hemen yanında solgun bir el, o da kanlı. Parmaklardan damarlara yayılan bir zehri soluyan; ölgün deri. Kollar yara bere içinde kalmış, acılarını haykıracak bir ağızları bile yok. Beden devinimsizce yayılmış çürümüş parkelerde. Altın sarısı saçlar; tuhaf bir ahenk oluşturuyor zemin ile. Sürmeli gözlerde bir suskunluk; dudaklarda kıpırtısızlık, ölüm sükûneti. Karında bir iki deşik farkediliyor usulca. Kan nehrini besleyen kaynak; vücuda ait değilmiş gibi anarşik bir tavır sergiliyormuşçasına hırpalanmış ve ifade yoksulu. Nefessizliğin ötesine doğru çıkılan yolculuk çoktan başlamış. O anı yaşarken acı çekmiş besbelli. Halbuki o an daha yeni başlıyor..
Kapı çalar ve kaynanan o gece sizde misafir olarak eve gelmiştir...
hangisi? :)
anlamalıydım bir daha geri gelmeyeceğini.it's too late..
o an titremiştim :) :) :)
başka bir şey düşünme
Oda kapkaranlık. Yerde; normalde kitaplığında durması gereken bir sürü ıvır zıvır. Birkaç cam kırığı; ayın pencereye vuran loş ışığından yansıyarak göze çarpıyor. Telefondan iç gıcıklayıcı, mekanik aralıklarla tekrarlanan bir seda işitiliyor usulca. Sonra saatin hiç durmayan, gerilim temalı tik-takları. İki üç parça giysi kabataslak savrulmuş yatağın üzerine. Karanlık yeknesak sürdürürken sessizlik dolu çığlığını, pıhtılaşmış bir kan kokusu dolduruyor odayı. Ayın dingin ihtişamı bu kez bir bıçağı hedef alıyor. Bıçağın ucunu taptaze, kıpkırmızı kan damlaları işgal etmiş. Hemen yanında solgun bir el, o da kanlı. Parmaklardan damarlara yayılan bir zehri soluyan; ölgün deri. Kollar yara bere içinde kalmış, acılarını haykıracak bir ağızları bile yok. Beden devinimsizce yayılmış çürümüş parkelerde. Altın sarısı saçlar; tuhaf bir ahenk oluşturuyor zemin ile. Sürmeli gözlerde bir suskunluk; dudaklarda kıpırtısızlık, ölüm sükûneti. Karında bir iki deşik farkediliyor usulca. Kan nehrini besleyen kaynak; vücuda ait değilmiş gibi anarşik bir tavır sergiliyormuşçasına hırpalanmış ve ifade yoksulu. Nefessizliğin ötesine doğru çıkılan yolculuk çoktan başlamış. O anı yaşarken acı çekmiş besbelli. Halbuki o an daha yeni başlıyor..
sus ve sakın konuşma....
dunyalar benim oluyor......
Tadına doya doya varılmalı.
Muhtemelen O Anı, bir daha yaşamak mümkün olmayacaktır.
...hayattaydım.
şimdi mi! MUROYİMLİB...
o anı yasarken yasadıgım o kimdi? o anı yasarken o anı kim sildi? o anı yasarken sılınmiş o anı kim bildi?
zil çalar
telefon öter.
peder eve girer
bayılırsın
doya doya yaşarsın
doyamadan bitirirsin
ölüverirsin
...o anı yaşarsın. ne yani? daha ne olsun?