Sakin geçen geceler,
Gönlümün loşluğuyla iç içe.
Gece mi büyür yıldızlar?
Bilemem…
Fakat yıldızlarla büyürüm ben,
Gizlice.
kapılar sürgülü, anahtar yokmuş,
şânı olmayana, itibâr yokmuş.
güzellik, zenginlik, endâm nafile
sevgiden kudretli hükümdâr yokmuş.
-I-
Her yaşanan an, göçmen kuştur;
Dizilir hatıralar sıra sıra
Mazinin saydam tellerine.
Dumansız alevler dokunur
Gamlı, yaslı gönlüme.
Bir demet zaman devşirdim,
Yaşadığım keşmekeş hayattan.
Aldım avucuma sıktım, sıktım,
"Kays, çöllerin Mecnûn'uydu; ben ise buzun, ayazın/ Feryad ü figan dönerim kutuplarda devran-ı dem."
Geçen güz mevsimi, ikindiye yaslandığım bir hicret vaktinde bir gönül dostum “Bütün aşklar masal tadında yaşanmalı, mutlu sonla bitmeli.” diyen de var; “Aşkta vuslat olmaz, vuslat olsa aşk olmaz.” diyen de. Siz hangi fikirdesiniz? Size göre aşkın tanımı nedir?” diye sormuştu. Bu suale uzun soluklu bir cevap verememiş, şu kısa dörtlükle yetinmiştim:
“Bilemedim nedir tanımı aşkın/ Cevap vermekte lügat bile şaşkın/ Yanmayana, yakmayana aşk demem/ Ruhsuz viraneye asla köşk demem.”
XXXXX
Dolandım şu âlemde pazar ile gülzârı,
Göremedim hiçbir iz bunca ahd ü vefâdan.
Dağladı düşlerimi hicranın yanık hârı,
İnsanca yaşama denizine çalmıştık mayayı
Niye el âlem gibi gülmesin yüzümüz?
Ağlamak tabii ki fıtrî idi, ağlamalıydık,
Ya göz-ırmaklarla coşan bahçeler?!.
Han harap, vatan serap olsa da
Ayrılık sisi omza ağır ağır çökmekte,
Zâlim vedâ korsanı kürekleri çekmekte.
Bilmem nasıl koparım, çiçeğimden, özümden?
Bulutlar ağlarını, örmüş gözüme nemden.
Gün olur ya hani güzelim;
Yaralı ceylan gibi seker zaman
Şeker acılaşır, çevre yabancılaşır
Yağmurlara karışıp çözülür de mazi
Avunacak masal bulamazsın.
İşte o an buğulu camlara çarpan
-1-
Canım doktorum, yine mi tahlil?
Vurgun yemiş yaprak, dal yorgun.
Şimşekler çakar, bulutlar ağlar
Bülbüller gamlı, serçeler sefil.
Sapsarı duvar, kapanmayan yara




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!