Kör kurşunlarına gelmişçesine
Ağır dan da ağır yaralısın sen
Solan gözde güller elmişçesine
İyileşmez yaran sevdalısın sen
Doğdun gecesine ay ışığıydın
Mahmur gözlerine ayın perdesi
Aynalarda hüzün görseydin eğer
Kuşların kanadı yaprağın sesi
Salkım söğütlerin sürseydin eğer
Varsın sevsin gönül samanlık seyran
Sazım düzenine gördüğüm çare
Mızrap tutan ele sözün gerekir
Sorgusuz sualsiz çekersin dara
Sırrın tutan tele nazın gerekir
Gam yükü bulutlar yağmurun yaşı
Sabreyle sabahım güneş doğacak
Kaf dağına Anka kuşun olmalı
Aynalı beşiğe nasıl sığacak
Görkemli umudun düşün olmalı.
Aşkımın sıratı sevdiğim kadın
Sefası hoş bu gök kubbe altında
Kalmadı ki süreyim
Ekeyim tohumlarından
Çalar teranesi durmaksızın boş tenekelerin
Uğultusu tırmalar kulaklarımı
Ritmi bozuk düzen dilenir şarkılar
Aşk için yazmaya devam edeceğim
Candan seveceğim yâri Yaradan’ı
Çalıyı dolaşmaya da lüzum görmüyorum
Ürüyecek salyalarını dökecek elbette kuduz itler
İçi kof iltifatların eşliğinde
Sahte gülücük alkışların
Ayaklarım karlı yol eriyecek izlerim
Güneşin doğuşunda yürüyecek toprağa
Son kez ufka erecek kapanacak gözlerim
Tohumları okşarken gürleyecek orağa
Bencilliğine ahım nede söylem bir sözüm
Çabucak geçmiş zaman
Tablolar süsler Selvi boylum
Boyar duvarları gençliğim
Seyrinde ışıltısı gözlerin
Ballı bayram sevinçleri
Tatlı şen kahkahaların.
Yüreğimi yarıp aşkıma bakın!
Kuşkum yok kandıramam kendimi
Beslemedim usumda hiçbir sevda
Yâr isminden başka aşk.
Taşlı tarlanın çocuğuyum ben
Bozuldu nizamı zalim dünyanın
Göçen turnaların ası mısın sen
Tufanı şerbetli başıma (ş)anın
Kaynayan kazanın tası mısın sen
Yolu olmayanla menzil erilmez
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!