Atamızdan armağan bugün yirmi üç nisan
Anne sütü kadar ak ahdimizin meramı
Ne mutlu çocuklara emaneti şeref şan
Ulusal egemenlik çocukların bayramı
Gururla dalgalanır al kırmızı bayrağım
Göğün maviliklerine sevinç ve özlemle
Kanat çırpan ötüşen kuşlar
Hiç bir avcı engel koyamaz ki
Körlüğüne yansın seksin kurşunlar
Olmasın umutsuzluğun vehminde bir ömür
İşte bak… Yükünü ballıyor karıncalar.
Güzel günleriniz olsun dileğim
Çektiğiniz tüm dert çile
Mutlu nefes biran
Gibi düşünüz.
Şiir sofraları kurulsun
Aşka yer yok şaire yer yok dünyada
Ki henüz çıkmamışken adın şaire
Hangi deli gönle tuzaklandı ferman!
Bu bir yazgı mı alına yazılan kara sevda mı?
İlhamıyla kaynayan düşün.
Ruhumun zembereğini parçalayan tutkunla
tutuşup kavrulmuşum yanmışım
kaldır ay yâr yayını
fırlat bakışlarını
vur şairini darağacına
ozanını kutsa
Şiirleşerek sevildin serpilerek büyüdün
Sancıların ağırlığı rüzgârın kanatlarında
Toprağını mühürleyen saçların ahengi
Ay ışığı serinliğine bulanıyordu poyrazın
Boşalıyordu zembereğinden yıkanarak
Yağmurlarından tuzlanarak
Issızlığım bahar rengi
Dolaşırım dilimde iksiri bin tat
Sen ey yabancı bulaşma yalnızlığıma
Arslan barınağı dağlarımdır iz
Sahillerin göz rengi, fıçılarında üzüm
Bir gün gelecek bir gün; o günü göremeyeceğiz
Vazgeçmek; geçmemek diye bir derdin de olmayacak.
Yarınlar olmayacak; düşünecek zamanın da.
Gel düşünelim birlikte dost; yarınlar olmadan şimdi.
Benim için hep değerlidir; şimdiki zaman.
Sen benim başıma hasreti koydun
Çekilir dert değil ölüm sevdiğim
Burgacında kalbim derine oydun
İşkencen mert değil zulüm sevdiğim
Dışarıda hava rüzgarın nasıl
Zamana direnen ezgilerin dili
Tınısı ellerden gitmeyen
Gönül tellerimin hasret türküsü
Sen ki yaban gülü… Dağ çiçeği.
Savrulduk letafeti tohumlarından
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!