Şahlandıkça hızlanıyor başı gökte
Hızlandıkça şahlanıyor soylu at
Parlıyor mağrur gözleri ufukta
Takmış da mor ışıktan bir çift kanat.
İyiliğe niyet edeceğim,
Darlıkta kanaat edeceğim,
Bollukta şükredeceğim,
sıkıntıya sabredeceğim,
Varsa hatalarımı kabul edeceğim;
Aza kanaat edeceğim,
Yaz mevsimi artık ihtiyar
Bahçelerde ayva sarı,kırmızı nar
Geldi eserek sonbahar...
Ufuktan mor bulutlar ediyor sökün,
Kapıda bekliyor tipi kar,
Sabah olur, gün doğar bayrak bayrak
Ve akşam olur, görünür son durak…
Çıkıverdim evden alel acele
Öptü tozlu yollar ayakkabılarımı
Susadım
Önümde bir susuz kuyu
Yine Halil Ağanın testisinden içtim
Bir damla yağmur deyip geçme
An gelir bir deli sel,
An gelir bir koca göl olur
Bir damla su deyip geçme,
An gelir hırçın bir döl,
Görüp bilmek istersen eğer yüce Allah’ı,
Böcek arıya değil,kovandaki bala bak.
Tanımak istersen sevgili Resulullah’ı,
Ayakkabıya değil,yürüdüğü yola bak.
ŞÜKRİYE TEYZE
Çift sürüyorum tarlada
Çift öküz
Bir yandan da bahçe suluyorum.
Öküzün biri yere yatıyor birden.
Aylardan şubat…
Yazdan kalma bir gün…
Yer Uncalı Mezarlığı…
Mahşeri bir kalabalık…
Beyefendi eşraftan…
Hatırı sayılır zenginlerden.
Sultanım!
Can bulur sende can,
Gövdesinde bin ayı barındıran,
Sende inmeye başladı Kur’an.
İnsanları miraca götüren Burak’sın,
Sırr-ı Kur’an’sın,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!