Trabzon'dan selam olsun:
Edirne'ye, İzmir'e, Konya'ya, Diyarbakır'a...
Türkmenlere, boşnaklara, lazlara, kürtlere.
Selam olsun; dağlara,ırmaklara,ovalara...
Ve içinde yaşayan canlılara.
Selam olsun Afrika'ya,Avrupa'ya,Asya'ya...
ben seni düş mağaralarımdan
iğne uclarıyla,kilim nakışlarıma
işledim.
karanlık gecelerin sağanaklarında
çakan şimşeklerde,yıldırım diye bekledim!
sen beni hiç sevmedin ki.
ıssız ve karanlık bir yoldan gidiyoruz.
peşimizde soysuz ayak sesleri,
önümüzde, asırlık çınar ağaçları…
ne geri dönüp bakabiliyoruz, ne ileri gidebiliyoruz;
ve biz korkuyoruz!
Kucağımda kedim,
On ikinci katın balkonundayım.
Kışa hasret gökyüzü...
Çarpık kentleşmenin kurbanı caddeler...
Denizden uzak,soluksuz sokaklar...
Birbirine yabancı,
pusulası olmayan sanal bir geminin
prangalarında uluyan soysuzlara
satıldı bir kalemde, özgürlüğe hasret sevgilerim!
sonsuz bir karanlığı parçalarken
kalbimdeki ölü ruhların çığlıkları,
Geceyi en karanlık anında yakalayan
Sessizliklerde seni düşünüyorum…
Seni düşünüyorum;
Aşka gebe doğum sancısı çeken duygular
Ve açlığa mahkum yoksul bebelerin bakışlarında!
Seni düşünüyorum;
Zor gelen ölüm değil, usta;
Ya bir de arkanda bıraktıkların,
Yokluğunun farkında olmazsa..!
Kemal Eyüboğlu
.../ bir fotoğrafın anatomisi.
oturmuş ıssız bir yolun ortasında,
öylece gökyüzüne bakıyordu kadın…
gülüşleri,
neyleyim ben sarayı köşkü
elimde elin olmayınca…
rüzgarlar … yağmurlar,
gündüzler ve geceler
içinde kokunu taşımasa,
zamanım tükenir; azrail söyler son sözü!
Sorun,duvardaki fotoğrafın
eskimiş renginde değil.
sorun;bakışlarının,
yüreğimde bıraktığı kırmızıda!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!