Geçmişin hatırası canlanıyor gözlerde
El değmeden gidiyor gözlerimin önünde
Davulun tokmağını hissederim özlerde
Ruhumdaki güzellik gider selin önünde
Söz vermiştik ölümde olsa sonuna kadar
Gurbet elden geldim, tanımadın mı?
Unuttun mu beni, canım sevdiğim.
El mi oldum, beklerim konuşmanı.
Geçmiş hatırına, söyle sevdiğim.
Ağzın ayrı, özün ayrı konuşur,
Ne günler geçti, geçmiş zamanda
Gençlik başlamıştı on altılı yaşlarda
Oyunlar oynamıştık sınıfın ortasında
Kimi göbek atarken kimi tuttu halaya
Arada bir el sallardık lisenin bahçesindeki canlara
Cevabını alırsak uçardık havalara
Seni gördüm göreli
Bağlandı kaldı gönlüm
Yollarına yüz süreli
Acıyla geçti ömrüm
Gelir diye bekledim
Geldi girdi gönlüme, deryalara salarken
Eli, dili bağlayıp, düştüm dostun peşine
Güneş gibi parlayıp, her zorluğu aşarken
Kapıldım bir sevdaya, rastlamadım eşine
Yıllar yılı kör olmuş, baktığını görmeyen
Bu gün bayram uzatalım elleri
Gönüllerden gönüllere akalım
Gülsün yüzler, ötsün tatlı dilleri
Hak emrince gelin bayram yapalım
Kırgınlığı küskünlüğü bırakıp
Kurt ile kuzuyu yoldaş edenler
Ahvalin halini gelinde görün
Mizanın hükmünü eşit bilenler
Ahvalin halini gelin de görün
*
Koyduğun hükümler yellere gitti
Niye verdin beni yaban ellere
Bir lokma ekmeği çok mu gördünüz
Kaşıma gözüme saçın tellere
Büyüdü diyerek gelin ettiniz
*
Ne iş bildim nede işten bir haber
Gelin Görün Köy Halini
Akşamın güneşi batarken
Ağır ağır evine giden kadına bir bakın
Günün yorgunluğu, bir de sırtında bebeği
Çaresizlik, sanki tak etmiş canına
Sabahın köründen beri, tarladaydı o
Sevmek varken kavga etmek neyine
El ele vererek gelin gülelim
Surat asıp küfür etmek neyine
Gül bahçede güller derip gülelim
Gönülden gönüle selam verelim



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!