Bir yaz akşamı aradım her yerde seni
Önüme çıkıyor engellerin hepisi
Bulut kapattı, bak ayın gelişini
Bıraktı içinde biriktirdiği yağmurun hepisini
Sular akıyor baş aşağı, seller gibi
Bir tarafta suyun sesi
Bir yiğit selam verdi şu güle
Bir de baktı, duvardaki aynaya
Bir tarafı sevinirken, diğer yanı girdi üzüntüye
Aynada görünce kendini, sevindi içi,
Arka yüz gösterdi beni, o anda karardı yüzüm
Gerçeği görünce yandı tutuştu garip gönlüm
Bir zamanlar!
Ne idik, ne güzel yaşardık
Saşaalı, çok güzel bir hayatımız vardı
Herkes huzurlu, herkes mutluydu
Az ile yetinir, olmayana yetişirdik
Aramızda gòrünmeyen güçlü bağlar vardı
Yirmi dokuz harfin kölesiyim diyenler
Dürüstlük yolunda riyakarca gülenler
Bir koltuk uğruna kula kulluk edenler
Hadi gidek gardaş bu el bize yaramaz
Elif gibi durmak insanlığın icabı
Bizim ağaya bakın, gürsen nasıl üfürür
Cömertlikte sınır yok, eli cebine girmez
Yaylada sürü görse, peşinden koşup gider
Tuttuğunu götürür, bir daha geri vermez
Eli dili çok tatlı, yaklaşırsa yanına
Bizim elin çayırını, gören çakal sürüsü
Kendinden geçer halde,
Göz görüp, gönlü sevmiş
Ağzında salyası, dilinde türküsüyle
Benim olsun diyerek, çayırıma dadanmış
Körpecik kuzulara, bakarken birde görsen
Vara vara vardım bizim eski mehleye
İçim hüzün doldu dertlerimi anlatsam
Geçmişi andıkça hasret kaldım eskiye
Gözlerim aradı bende nasıl anlatsam
Her bir yana döndüm şaşkın şaşkın bakarken
Bir bakalım, bizim evin halına
Çoluk çocuk hepisi de bir hava
Gece gündüz ediyorlar hep kavga
Bizim evde eksik olmaz bir bela
Akşam olup karanlıklar basınca
Bizim köyün eşeği, çayır çimen dinlemez
Tepinirken bir görsen, hemen her gün anırır
Utanmayı bilmiyor, sevdiğine gülemez
Sen güzelsin dedikçe, hemen her gün anırır
Yükü çekme kardeşim yakışırmış eşeğe
Biz kendimiz yapardık oyuncaklarımızı
Kâğıttan gemiler
Tahtadan arabalar
Bazen de söğütten düdükler
İstemezdik babalarımızdan bir oyuncak.
Kendimiz yapar, kızınca da kendiniz bozardık.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!