Yer yerinden oynuyor, eşyalar sabit kalmış,
Et parçası kırılmaz, yürekler param parça
Koca dağlar dumansız, ateşi can yakıyor.
Seviyorum diyenler yaşamıyor insanca
Elin bağdan yayılan hesabı verir bir gün
Kapattım gözümü seller akarken
Zaman mı değişti yoksa kural mı?
Alem bana bakıp ordan kaçarken
Ruhunu öldüren hala yaşar mı?
Kimi candır kimi canan bilesin
Yaşımı sorma bana, gelip geçen yıla bak
Ömrümden ne kaldı ki, aldıran güle bir bak
Ne isterim yarından, ezip geçen yıla bak
Bir tarihin çöküşü, veda diyen güle bak
Görün benim halimi, bilmezsiniz evveli
Yaşlanmış insanlar
Raflarda bekleyen kitap gibidir
Varmaz ki kimse farkına, bilmez ki değerini
Çünkü üzeri bir karış toz bağlamıştır
El vurmaktan korkar insanlar
Eğer vurursan elini,
Yüreğim delik deşik, üryandır orta yerde
Kimse görmez halimi, boşa akar yaşlarım.
Niye merhem olmazlar, sokarlar bin bir derde
Ömür heba olurken boşa geçti yaşlarım.
Yer yerinden oynuyor, eşyalar sabit kalmış,
Yay gerilmiş oklar bana bakıyor
Can yakanlar size nasıl kızayım
Hayatın zehrini veren kaçıyor
Düşüne düşüne dertten sızayım
Akarken kızıl kan halimden belli
Yazdan kalma kış yaşarım
Vurgun yemiş her bir yanım
Yanımdaysa kül dökenim
Dert hanesi çiledaşım
Evim sıcak, aşım gelir
Ne isteyim deyin hele
Şal giyinip üstüne, ötmüyorsa yüreği
Yük edip taşıyarak, yazık etme kendine
Özündeki güzellik, yaşatmazsa gerçeği
Eğri büğrü yollarda, yazık etme kendine
Özün sözün bir olsun, ağzından fırlamadan
Yaz kızım yaz herkes duysun kararı
Kesip atın yalan diyen dilleri
Kırk kırbaçdan beter olsun yarası
Acımayın kesin atın dilleri
Kaşı gözü durmaz oldu yerinde
Bir name yazmaya niyet eyledim
Bütün gece n'oldu oynamaz kalem
Uykusuz geceyi sabah eyledim
Dertten başkasını yazmıyor kalem
Aklımda dolaşır kırk tane tilki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!