Hayatın gülüne inanıp kalan
Solmadan yaşayan var mı dünyada
Sözlerle kandırıp yürekler yakan
Dertlere koymadan ermez huzura
Sevmenin bedeli kahır çekmektir
Bize Türk derler, Türk oğlu Türküm
Özgürlük ruhumda, esaret bilmem
Kızıl elma benim en büyük ülküm
Özgürlük ruhumda esaret bilmem
Yedi düvel gelmiş esir almaya
Deh deyince yürüyüp, çüş deyince duracak
Arpasız saman verip, sırtından inmediğin
Günlerce ağlatarak, üç beş söze kanacak
Nalları döktürdüğün, eşeğe mi benzettin?
Emrinizde amade, eksiksiz görev yapar
Kimine verseniz, sevinçle gider
Kıymetini bilir, hep bayram eder
Değerini bilir onunla gider
Kimisi eşektir der, güler geçer
Deme kardeş deme, eşektir diye
Bir selam bir sabahla, sohbetimiz başlarken
Nerden geldi aklına, gelip sırtıma binmek
Rahat yeri bulunca, keyfini de sürerken
Semersiz eşek buldum, diye her gün öğünmek
El üstünde tutulmak, insana verir huzur
Seni gördüm o anda, aklıma neler gelir
Arpasız torba geçmiş başından durur halde
Ulu orta sözlerin yüreğime dert verir
Anırıp durma boşa anlamsız sözlerinle
Ağzından çıkanları cümle alem duyuyor
Etmezsen bir hayır neyleyim seni
Gel sende hoş canım gelme sende hoş
Yüreğim dertlidir yakıyor teni
Yüze gül sende hoş gülme sende hoş
Bekledim yolunu bir ömür boyu
Sağa sola baktım ahali suskun
Kime küskünsünüz diye sorunca
Kaşları çatarak bakınca kızgın
Gözlerim açıldı bana vurunca
Kör müsün millete baksana dedi
Sağa sola baktım ahali suskun
Kime küskünsünüz diye sorunca
Kaşları çatarak bakınca kızgın
Gözlerim açıldı bana vurunca
Kör müsün millete baksana dedi
Hırslanıp vururken taşa ayağı
Geçmişin karanlık izleri yüzde
Çelikten güçlüydü evlilik bağı
Kış güneşi yaktı erirken özde



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!