Sarılıp kalmıştın dünyanın hep malına
Niyeyse doymuyor kara kuru gözlerin
Göz diktin günlerce her gün elin malına
Mal mülkü görünce Hakk görmez kara gözlerin
Yiyenler yedikçe, doymaz oldu yalana
Nasılda bakar öyle
Yüreğimi yakarken
İçim içime sığmaz
Gözleri kararırken
Sağı solu belirsiz
Kararmıştı bulutlar, küsmüştü sanki bize
Doğan güneş bile, üşütüyor gönlümü
Ne huzurum kalmıştı
Nede huzur bulan birisi
Sanki dökülüyordu her yer
Dost diye yıllarca bildiğimiz, bir bir vuruyordu sırtımızdan
Yağmurun ıslatsın bulutum sen ol
Gönlüme girerek tahtım da gül ol
Başına taktığım çiçeğe dal ol
Yürekler yaralı kara sevdalım
Sineme ateşi koyup yakmasan
Hüzünlendi gülen gözüm
Düşündürdü kara toprak
Ürünümü ister özüm
Vermez oldu kara toprak
Kar demedim kış demedim
“Benim babam hep simsiyah gelirdi eve, alnında helal teriyle,bu gün babam neden beyazlar içinde gelmiş anne”
Kara yüzün, kalbi kara mı sandın
Dışına bakıp niye sen aldandın
O kalpte var olan halis imanın
Göstergesidir, giydiği kefenin
Özümüz sözümüz birdir diyenler
Uzatın eleri kardeş olalım
Hak kulunu Hakkım için sevenler
Yüreklere sevda koyup coşalım
Aynı vatan aynı millet biriz biz
Karlı dağlar gibi yükü taşırsın
Sen insansın, sende sevda yükü var
Her derdini seven gülden sanırsın
Yükün ağır heyben dolu gamın var?
Sevenlerin yükü aldık üstüme
Karşılıklı bakarken ateşleri yakmalı
Alev alev yanarken yürekleri sarmalı
Benim gülüm diyerek kokusunu almalı
Saç telinden incecik sevgi bağı kurmalı
Şu dünyaya bir daha gelmek hiç mümkün değil
Kar yağarken bir hal olur garipler
Sevinsin mi, üzülsün mü bilemez
Öğün vakti, aş bulamaz bebeler
Anaların gözyaşları kesilmez
Ne giysin de çocuk çıksın dışarı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!