istediğim kadar duyamıyorum seni
bakışlarında bir buğu var herşeye benzeyen
bir kandırılmak yok kollarında soluk alışının
sevmeden aşık olduğum aşksızım benim
sen sevilmiş
ama sevememiş
nereye sığınırım böyle gölgeli kimliksiz
gezdiğim şehirlerden neler topladım sana
sanırım adaklar adadım ağaçların kuşlarla sevişmesine
içim içime sığmıyor kuşluk vakti geleceğim
şehir kendi ışıklarına küsmüş olacak
güneş pörsümüş sarsak bulutlar sümsük
gücü tükendi suların
akan ne varsa dondu gözlerimde
bir serçe çığlığıyla bitti tüm güzellik
gömleğimdeki gölgene ateş düştü
ağıtlandı gökyüzü
yarım yamalak esti rüzgar
öfkesi dolaşıyor kaçışımın kapı kapı
bir akşam haberinde adı okunuyor umudun
kentin en işlek meydanında yatan ölünün
son imasıydı baştan ayağa ayrılık
yuvamdı çocukluğuma dönmek an be an
ve ah ederek yırttığım sayfanın ortasında
kış yağmurla silkindi
ağaçlar kışla
toprak ağaçlarla silkindi
ben sensizlikle
yalnızlıktan...
akşam yine ellerimde uzak türkülere yattı
gün çoktan karardı buzdan bir alev oldu yokluğun
ben seni içimde yılan gibi kıvrılan yollara mı sormadım söyle
sensizlik bilir misin dehşetin bin bir yorumudur
ölüm kimsesiz meddah başucumda
yalnızlık köpeğe yoldaş yarınsız
körfeze esen sarhoş lodos karmaşığı kokun parmaklarımda gölgeli mahzun dalgalanan
avuçlarımda biriken uzak yaşanmış uykunun
can simidi sönen yıldızlar notlarında karalanan
nisan sabahı köpüklenmiş içimde kan revan
sahil kentlerine yakışan hüznümle gene ben
keskin ayrılıklar yorgunuydu
yeni gelen ilkyaz
sarhoşum diyerek geçiştirdim
zamanın geçliğini...
başkasıydı yürüyen dışımda
Bravo öğretmenim. Başarılar diliyorum. Bir perde açılır biri kapanır.