cahil takvimlerin yaprakları yazmazdı seni
ya da yazılan her şey sendin tepeden tırnağa
acılarımın yanı başına gelip oturdun mu ki hiç
sen beni anlamanın kuşkusuzluğunda olmadığın sürece
erken bir kış bastırırdı
kar tanecikleri kaplardı her yanımızı
sen ona da aldırmazdın
bana aldırmadığın gibi
inişlerimiz çıkışlarımız olurdu
kimi zaman öpüşür soğuklaşmayı unutur
I.
badem ağaçları çiçek döktü
sevdim tozlu yolları
ikindi güneşini unutmadan
otobüsler iş çıkışı huzurlusu
karanlığın sahnesinde ipekten yumuşaktı unutulmak
unutulmaktan korkmamaktı büyümek sessizliğin hatırına
dün uyanmanın tadına doyamadı ürpermek yalan dolu
bize zorla biçilmiş ömrü yaşıyoruz sırf ölmek için
gönül uzak kızıllıklarda kalır
kahırlı bir duman serilir şafağa
özlemek yorulur yaz gelir de ocağa
gün değmez gözlerimde haberin kalır
yurtsuz türkülerle büyürken yara
şah damarımda kuşbakışı hasretinleyim evcil
nehir eminliği gibi akarsın içimde dursuz duraksız
unumu eledim eteğimi astım işim sana kalmış bir
ağır tempoda bakmak lazım göğe zaman azaldı çün
dilimiz aynı kaçan göçen ben gibi bakımlı sevgi bir bakıma
bildiğim bilgi bu yalnızca hırssız kırmasız ancak hoşlanmak
çığlar erir tedirginliğinde
bir öğle vaktinin sana bakmalı şaşkın intiharı
eylüle yakın bir ağustos nedense
ömür müzmin bir yalnızlık
gözlerim bakışlarının öksüzü
adımın anlamı
bıraktım güzelliğini
inanmadığında bakışlarıma
oysa korkaktım bir kendime
yalanlarına şunun bunun
yakıştıramadık kendimize bir türlü
birbirimize yani sevişmeyi
gün batımının ardındaki ekmek kokusu
gelmeyecek olanı beklemenin saç ağartısı bu
rengi ara yerde kalınca bakışlarımın
tepeden tırnağa sen oluyorum bilsen
senden başka herkeste yerde ve şeyde
kendimi yok ediyorum
içim dışım bakkal defteri
mahalle aşkı heybemde nazsız ateşli
pencereden pencereye atıştığımız o
gözlerinde tan yeri sarhoşluğu
günü gün gibi yaşamanın eskimez saadeti sende
gençliğini bakışmalara yatırmış delikanlı ben
Bravo öğretmenim. Başarılar diliyorum. Bir perde açılır biri kapanır.