bıraktın
suyumdun aşım
el sallıyorum gidişine babasını özlemiş çocuklar gibi
ben senle bir tarz yarattım ölüme karşı
bedenimi oyuncak yaptım anlamazsın
inanmadığın boşluklarım takmıyor hiçbir geceyi
Amerikano Arkası Yarın
biliyorum yavrum iple çekiyorum güneşin doğuşunu
biliyorum sabahın ilk ışıklarıyla yola çıkardın acemi
ellerinde pembe kaplı şiir kitapların benimse saçlarım pejmürde
ağlamıştın ellerim kadar
gözlerini sığdıramamıştım yüreğime
avuçlarımda tadı tuzu kalırken
çizik çizik bakışlarının... ışığım kesik
sesinle unutmuştun beni aslında en önce ve o an
göğün kar kızıl kıyamet
sakin akşam iner gözlerime
üşümek ne mümkün yeter varlığın
varlığın bahçede gölgesi eski günlerimin
aydınlık yazlar seninle anlamlı
elimde kırık oyuncaklar
birgün gideceğim ama seni bırakmayarak
bir yalnızlığım değişmeyecek
gece uykusuzluklarımda açmayacaksın
güne küs gece çiçekleri gibi
açmayacaksın bir daha beynimin ortasında...
seni sevmek en büyük yalnızlığım olsa da
gün yoruldu belli ki
son tebessümümüze son bir şans tanımadan
kızardı yüzü bulutların
utangaç çocuklar gibi
ah bu güneşin ceremesini hep böyle
bulutlar mı çekecek
oturaklı sokak sohbetlerinde
hatırıydın en içten sevdaların
vefakar
kapıma bırakılan gül muştusu
usanmasız
ömür yaprağımsın
Ankara Bir Yolculukta
Ankara sabahı gökleri kadar üşümüşüm
hatta Ankara pazar sabahı gökleri hüzünlülüğü bu
apartmanlar “buradayım gerisinden bana ne” der gibi
açılıp saçılmış hayat kendi içine kapanarak
kül öykülüydü sonum
suçlu bir anka sızısı
ishak çığlıklı yalçın kayalıklı
uzaklara erişmenin utkusuydu ayrılığım
sana aşklar muştulamak içindim
Anlaşılmaz Yıkık
güncel uysallıklara gösterecek bir yerim yok
ömrüme kastetmişken hele bir de böyle çizgisiz denizliliğim
ağlayışımın tüm yelkenleri fora beyaz yürekli
iyi niyetli olağanüstü leyladır her nefes alışım susuşum
Bravo öğretmenim. Başarılar diliyorum. Bir perde açılır biri kapanır.