incifer'e
ellerine sığınmak istiyorum öyle sıradan olduğum zamanlarda.suçlarımdan arınmak ellerinde.öldüğümde bir tek şahit ellerinin olmasını isterim sığınmak istiyorum bir gece yarısı.yaralandığım zaman kanayan bir yanım olmanı istiyorum.sevmek istiyorum bir şehri senin yuzünden bir şehrin limanına sığındım bir kentin acısını taşıyorum ellerimde sana dair ne varsa kendimce yazıyorum korkarak ve üşüyerek ellerine sığınıyorum.
hani şimdi sen bırakıp gittin ya beni
üzülmemiş gibiydim,konuştuğumuzda...
aslında ben sana yalan söyledim
benim asıl mesleğim
pandomim...
bu hayat benimdi.bir kadına alışageldik bütün cümleleri kuran bendim.isyanları ve teleşsız muhabbetleri bir gazete kağıdından uçak yapıp özgürlüğe uçurdum.üniversiteyi bıraktığım yıl bildiğim en iyi mesleği karar verdim.Devrimci kişiliğimden olması gerek bulunduğum yerlerde hiç rahat durmadım.durmamak gerektiğinide her zaman savundum.Bir kadın sevdim limanlarda savruldum.benim üst kuşağımın yaptığı hatalara düşmemek için çok çaba sarfettim ama olmadı.her koyun kendi bacağından asılır diyenler haklı çıkamadı.ben koyun değildim nede sürünün başında ki çoban.herzaman fikirlerimin arkasındaydım.kimse için değişmedi.sadece ertelendi.basın yayın yüksek okulunda okumak isterdim ama popüleriteye yakın meslekler günümüzde seçilirdi ben de öyle yaptım ama mutlu olamadım.şimdi karar verdim basın yayın okumaya her devrimci kendi devrimini yaratır derdim kendi devrimimi yarattım karar kıldım bir nokta uzaklığa.bir kadına aşık oldum şimdi acırım geçip giden yıllara.üst kuşakların yaptığı hatalarıyla savruldum pastorize hayatlarıyla bize ders vermelerinden sıkılmıştım şimdi bunları uzun zamandır yazmadığım kendi şehrimde yazmak ne bahtiyarlıktır anlayamazsınız.
görmedim seni
ne de yanına geldim
altı üstü
belli olmayan dumanlı bir aşktı
öyle içten bir gündü benimkisi
ve şimdi anlıyorum
mevsim kış olup oturacağımı hayata küseceğimi sanma.uzaktasın bir nefes kadar oysa.yaşarım nede olsa.aşk uzaksa bu şehir biraz da körfez koksa çekilmez değil çekilir elbet sensizlik.biraz daha kahrolarak yazarım bir iki satırı senin için.mevsim kış olup oturacağımı sanma bir paket sigara eskimiş şarap anlatır seni ben yine yazarım eskimiş sayfalarıma tükenen murekebimle.
seninle iki masal kahramanı gibiydik
biz
sarhoş balık ile topal martı
sen sarhoş balıktın
bense topal martı
ayıkken o kadar serttinki
bir aksam vaktiydi...
ellerim elini ariyordu.hic ummadan
oyle duruyordum...bilmiyordum
seni severken bir baskasini asik oluyordum.
magosa sokaklarinda asik oluyordum...
bu benimde agrima gidiyordu...
sahilde bir kulube çatısı altında toplanmış insanlardık.kimimizin derdi ekmek kavgasıydı.yanımda ki ranzada yatan inşaat işçileri kendi dertlerinle efkarlı bir şarkı dinliyorlar.ben yazmaya çalışıyorum.ellerim soğukta çatlamış dudaklarım kanıyor.ben seni özlüyorum bu kentte ayaküstü dörtlükte yazmışım.seviyorum işte şu yaşama sevinciyle.
şehirden kaçsam
bir ülkeye yerleşsem
diyor içimde ki ses
bir adım uzaklıkta ki ülkeleri düşünür oldu kalbim
kalbim yanıyor
buzlarında erdiğim şehir
senisevmek
bir başka deyimle
baştan tanımak hayatı
şarkıları sevmek
güzellikten başka birşey düşünmemek
seni sevmek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!